Barkodların okutulması hem en kolay hem en zor bölümdür...
Gelen kargolardan biri alınır. Masanın üzerine boşaltılır... Tekli ve grup tohum poşetleri vardır.
Çoğunlukla, sayı azalsın diye önce teklileri bulup okuturuz ve ilgili kutu numaralarına dağıtılmak üzere, numaraların karışık olduğu kutuya koyarız. Bu iş en az iki kişiyle yapılır... (Fotoğrafta 3 kişi var
Çoktu tohum poşetleri açılır, sıraya dizilir, barkod okutulur. Duruma göre sıraya dizen onları tekrar büyük poşete koyar, ya da o yeni poşet açarken, barkod okutucu bu işi yapar.
Tabii mesela Muda gibi tohumları bir araya koyduğunuz poşeti ısıtıcı ile yapıştırırsanız işler karışır
Yırtmak durumunda kaldığınız naylondan çıkan poşetleri koymak için büyük poşet ararsınız.
Ya da Aysel Yavuz gibi tohum etiketini etkisiz bir yapıştırıcı ile poşet üstüne yapıştırırsanız da işler karışır. Dokunsan düşecek etiketleri büyük bir dikkatle kilitli poşetin içine yerleştirmeye uğraşırsınız.
Öneri: Etiketleri zarfın içine koyun. Tohumların etiketlerin önüne geçer endişeniz varsa, sağlam bir biçimde yapıştırın. 1 tanesini yapıştırdıktan sonra bir süre bekleyip test edin.
Ya da İncirli'nin çıkış aldığı yerin azizliğine uğrayıp, çok silik çıkan etiketler yüzünden barkod okuyucu görevini yapamaz, onları tek tek elle girersiniz.
Ya da Mahirbjk'in kuruyamadığı için küflenmeye kalkan biberini gönderip göndermeme üzerine tartışırsınız
Öneri: Tohumları dışa çıkartın ki kurumaları kolay olsun. ya da tüm parçanın kuruduğundan emin olun.
Ya da iyigit gibi fazladan tohum göndermek istersiniz, onları da ayrı poşete koyup tohum adını, kullanıcı adınızı ve yılı yazmadığınız için, gönderdiğiniz mısır tohumu gibi çok bilindik bir şey değilse karşı tarafı epey uğraştırırsınız
Bizi de tabii... İlk tepkimiz şu olur: "Bunun etiketini kim düşürdü!"
