View Single Post
Eski 14-11-2018, 09:06   #159
Asoo
Ağaç Dostu
 
Asoo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
İskan belgesi. 2

Beş altı gün sonra muhtarımız Mustafa Ağabey telefon edip, bana bir mektup geldiğini, uğrayıp alabileceğimi söylüyor.

Muhtarımız, güleç yüzlü, tatlı dilli babası Salih Amca'ya çekmiş. Bu arada Muhtar bile köyde oturmuyor, aşağıya inmiş. Her ikisini de ziyaret etmek hoşuma gittiğinden ilk fırsatta uğradım. Zarfımızı aldık, ayak üstü sohbet ettik. Salih Amca'yı da görmek istedim ama doksan yıllık yorgunlukla uyuyormuş.

Selam bırakıp gidiyordum ki Mustafa Ağabey "Dur! Dur! Sana bi tavuk vereyim." diyerek tavukluğa seyirtti. Tavukluk dediysem öyle köy işi değil. Broiler yetiştirilen binlerce tavuğu barındıran bir işletme. Evinin yanında.

Bu işletmeler aşina olduğumuz marketlerde gördüğümüz tavukların yetiştirildiği yerler. Buralarda adım başı kurulmuşlar. Temizliğini yapıp civcivleri koyuyorlar. Her şey otomasyona bağlanmış. Sıcaklık, nem, yem, ilaç, su vs. hepsi bir panodan kontrol ediliyor ve bir aksaklık oldu mu alarmlar çalıyor. Konulan civcivler (tam hatırlayamadım) kırk küsur gün sonra kesime gidiyor. Bu arada sadece alarm veren durum olursa müdahale ediliyor. Burada kümesler genelde evin yanında yapılıyor ki, evin hanımı uyarıları takip etsin. Erkekler de tarla, bostan, çarşı vs. İşler için sağa sola gidebilsin.

Yalnız o ne koku. Durulacak gibi değil. Hele kümese girerseniz perişan oluyorsunuz kokudan. Tavukların hali ise içler acısı. Hemen hemen hepsi yatıyor. Oturanlar da var ama bildiğiniz yan yatanlar çoğunlukta. Yürüyen yok gibi. Her gün 5-10 tanesi kalp krizinden ölürmüş. Zaten zorda kalmadıkça tavuk yemezdim, hepten soğudum.

Neyse muhtar kısmı sözünde durmazmış. Bizimki de durmadı, bir çuval alıp, tüm itirazlarımıza rağmen üç tane tavuğu çuvala doldurup, elimize tutuşturdu.

"On, on beş gün sal, gezsinler. Sonra kesip yersin. Şimdi yesen öyle olmaz ama o zaman tadından yenmez." dedi.

Başka tanıdıklardan, kendileri için kümesten çıkarılarak beslenmiş tavuklarını yediğimden biliyorum. Gerçekten çok farkediyor.

En nihayet iskan belgemizi ve tavuklarımızı alıp Hayalbağ'ın yolunu tuttuk.

Asoo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön