|
Zeytin ağacından veya bir meyve ağacının zirai mücadelesinden pek anlamam.
Ben bağcılıkla bir ömür geçirdim, yıl oniki ay 365 gün 1000 dekarlık alanın sorumluluğunu alarak üzüm 🍇 yetiştirdim Avrupa'da.
İyi bir mücadeleci olmazsanız istenilen ürün elde edemezseniz kapı önüne konursunuz.
Anlatmak istediğim bağ konusunda iddialıyım.
Amaa, doğada yetişen bütün bitkiler meraklı olarak ilgilenir yetiştiren müteşebbislerle istişare ederim.
Henüz iki hafta önce Marmara, Ege, Akdeniz, Toroslar üzerinden yaşadığım evime döndüm.
Yalova, Mudanya, Tirilye, Görelle, Bursa yol güzergahında onlarca üretici ile sohbet edip zeytin topladım.
İlaç atıyormusunuz dediğimde 7-8 defa sözünü duydum.
İnanamadım bu kadar ilaç atıldığına.
Onlarca üreticiden aynı rakamı alınca ****** üzüldüm ve şaşırdım.
Gözlemlerim: zeytin alanları çok sık dikilmiş fidanlar.
Çok üretim alanlarda ağaçların altında aşırı boylanmış yaban otlar.
Sadece bu iki faktör bence hastalık kapmaya etken.
Sık dikim yaparsanız hava sirkülasyonu gerçekleştirilemez.
Yaban otları ise meyve ağacının istemediği gazı üretmesi.
Zirai mücadelede gec kalmamak lazım.
Hava şartlarını iyi takıp edip zirai mücadeleyi ilaçlamasını zamanında yapmak gerekiyor.
Yani, hastalalık olmadan.
Hastalık olduğunu görüp atılan ilaç hastalığın ilerlemesini önler.
Nedemek oluyor?
Hastalığa bitki yakalandı, ilaç attım ilerlemesini önlemiş oldum.
Not: Bitki ne kadar az hava alıyor ise o kadar çok ilaç atarsınız.
Gördüğüm zeytin ağaçlarını budarken dallarının yarısını keserim.
Tane olarak az olabilir ama kaliteli mahsul alır ve hava almasını sağlayarak az ilaç atarsınız.
Bunlar benim sadece edindiğim izlenimlerim…
|