4 Nisan'da ektiğim sarı yerli buğdayların yerinde bir şeyler çıkmıştı. Lakin köy çocuğu olmadığımdan bu çıkanların buğday olduğundan emin olamamıştım.
Hele bir başakları oluşsun diyerek bu güne kadar bekledim. Buğdaylar, Ramazan bayramı sebebi ile bir süreliğine Hayalbağ'dan ayrılmamı fırsat bilmiş.
Başaklar çıkmış. Fakat birbirinden farklı iki başak tipi olunca kafam karıştı.
Sayın Altay41'in
"nesli tükenmek üzere" ibâresi, beni bu tohumu çoğaltmak hususunda pek heveslendirmişti. Fakat izolasyon yapılmasına rağmen iki farklı başak tipi oluşması beni üzdü.
Ben hissî bilgiye çok önem veren biriyim. Bir tohumun çapraz tozlaşması bence güzel bir durum. Binlerce yıldır üretilen ve seçilerek gelmiş buğday çeşitleri, alaylı çiftçilerin gerçekleştirdikleri kaotik bir ıslah çalışmasının ürünleridir.
Beni üzen binlerce yılın neticesi bu ürünün kaybolması değil. Kendi ıslah sürecinin devamına kaynaklık edememesi.
Tarlalara dayatılan 15-20 buğday türünden biriyle tozlaşması.
Her ne olduysa oldu. Şimdi bu başaklardan hangisi sarı yerli buğdayın başağına benziyor? Hangisinin melezlenmiş olma ihtimali daha düşük?
Bu konuda fikri olanlardan alacağım önerilerle, bu tohumu çoğaltmaya veya çoğaltmamaya karar vereceğim.
A başağı
B başağı