|
Afyon'da 23 Nisan kutlaması için kızımın okuluna gittim. 7-8 yıllık okulun bahçesinde ekili dut, kayısı erik vs gördüm hepsi fidan boyutlarındaydı. Belki de sonradan ekildiler. Altında ayakta durulabilen boyutlara ulaşmış ve gölge veren tek ağaç türü iğdeydi.
Ofisimden dışarı baktığımda bozkırı görüyorum. Çok uzakta bir su kanalı var birkaç kavak göze çarpıyor. Burada toprak tuzlu, geçirimsiz (en küçük yağmurda dolan su birikintileri, günlerce aynen kalıyor) binanın önüne, geçen yıl akasya, dut, sedir, çam olmak üzere 50 kadar fidan dikildi. bir tanesi bile ilk yazlarını çıkaramadı. Yol boyunca, yakın çevrede görebildiğim "ağaç" boyutunda olan bitkiler salkım söğütler ve iğdeler. Hem yabani dikenli hem de iri meyveli dikensiz olan iğdeler 10 yıl gibi bir sürede 5-8 metre boya ve taç genişliğine ulaşmış durumdalar. Salkım söğütler biraz daha dolgun duruyorlar ama sanırım yoldan akan sular onları ayakta tutuyor. İğdeler daha küçük ama dayanıklı sanki. Emin olamadım.
Toby Hemenway'in permakültür bahçeleri kitabında iğdeden çok bahsediliyor. Azot bağlayıcı olması, hızlı büyüyüp kısmi gölge yaparak ve rüzgar perdesi görevi üstlenerek asıl sebze ve fidanlarınız için uygun başlangıç ortamı oluşturması, soğuğa, sıcağa, kuraklığa, tuza dayanıklılığı, budanıp malç olarak kullanılması vs. birçok avantajından bahsedilmiş.
Bademi de tavsiye edebilirim. Donlardan etkilenip bazı yıllar badem veremese bile, yerini beğenirse ilk yıllarında çöğürden çok azgın büyüdüğünü gözledim.
Çit görevi görecek olanları ise çevrenize bakıp karar verin bence. Diken sizin için sorun değilse, alıç, yabani gül, kuşburnu buralarda (Afyon) her yerden fışkırıyor mesela.
|