View Single Post
Eski 16-04-2018, 15:37   #2280
ozerkavak
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 11-01-2008
Şehir: AfyonKarahisar
Mesajlar: 21
ilk denememi evdeki artıklardan 5lt lik pet şişeye balonlu sistemi yarın kurmayı planlıyorum. 76 sayfayı okumak epey bir zamanımı aldı Arada kaçırdıklarım da olabilir. Benim anladığım;

a. 1-3-10 oranına olabildiğince sadık kalmak gerekiyor. Ufak tefek sapmalarda dahi büyük sorun çıkmıyor. Süre uzuyor/kısalıyor vs.

b. Pet şişe amatörler için en ideali. Esnek olduğu için nispeten yüksek basınca ve sıcaklık değişimleri vs düşük basınca (vakum) maruz kaldığında daha sorunsuz.

c. Hava kilidi olarak iğneyle 3-4 delik açılmış balon/eldiven en pratik yöntem (ancak aşırı gaz çıkışlarında balon iyice şişerse delikler yırtılabilir ve içeri enzim oluşumunu bozabilecek kadar oksijen girebilir diye anladım. Burada bende biraz şüphe oluştu. Balonları patlayan/yırtılan arkadaşlar iğneyle 3-4 delik deldiklerini belirtmemişler veya ben atlamış olabilirim. Delikli balonlar mı patladı?). Balon patlak değilse ve şişe ağzında yatık duruyorsa, vakum halinde şişe ağzına yapışıp içeri hava almaz diye tahmin ediyorum.

d. Hava kilidi konusunda diğer akvaryum hortumlu yöntem iyi ancak vakum nedeniyle dışarıdaki suyun içeri çekilme riski var. Büyük pet şişeler taşınırken vakum oluşabilir. İki şişe arası hortumu biraz uzunca olursa sıkıntı olmaz sanırım. Su şişesi de enzim şişesi seviyesinin üstünde olmamalı tabii ki.

e. sistem ister iyi bakteri ve mayalar eklensin ister eklenmesin, birkaç gün geç de olsa çalışmaya başlıyor. Mayalar önce baskın geliyor, şeker bolluğunu fırsat biliyorlar ve önce ortamdaki eriyik haldeki oksijeni tüketiyorlar. Ortaya çıkan alkol,asitlik,karbonsioksit derken çürümeye yol açan kötü mikroorganizmalar fazla çoğalamadan ölüp gidiyorlar.

f. Daha ilk aşamalarda, şişedeki hava boşluğunu, salınan karbondioksit hızla dolduruyor, havadan ağır olduğu için sıvı yüzeyine yakın kalıyor, içerideki havayı (oksijeni) dışarı itiyor, böylece oksijenli solunum yapan "kötü" mikroorganizmalar üreme şansı bulamıyor. İçeride 1-3 ay süren arası işlem boyunca nispeten yüksek basınç olduğu için içeri temiz hava da giremiyor. Tam da bu nedenle kapak açılmamalı, dışarıdaki su içeri borudan girmemeli, balon patlamamalı!

g. İşlem bitince eğer sifon sistemi gibi bir sistem kullanılarak, hava teması en az olacak şekilde enzim birkaç küçük şişeye silme doldurarak aktarılabilirse, serin bir yerde birkaç aya kadar idare edebiliyor. Ancak sanırım en iyisi süzmeden kullanıma kadar bekletmek, kullanım anında süzmek(veya süzmeden kullanmak) ve olabildiğince çabuk enzimin tamamını kullanmak.

h. Melas pekmez vs her ne şeker kaynağı kullanılırsa kullanılsın, mikro organizmaları öldürücü etkisi olan bir içeriği olmamalı (beyaz rafine şekerin üretim aşamaları sanırım bunu kapsıyor. Bir süre sonra yeterince fire veren bakteriler beyaz şekeri de sanırım tüketmeye başlıyor. Görünen o ki melas,, pekmez vs. kullanmak en iyisi, risk almaya değmez).

i. Su klorsuz olmalı. Bu da iyi mikro organizmalarımızın sağlığı için önemli.

j. İçindeki her maddeyi bitki besinine çevireceğimiz malzemelerimiz taze ve temiz olmalı. Çürük çarık materyal, sisteme "kötü" mikroorganizmaları bolca getireceği için iyilerin baskın çıkmasını engelleyebilir veya hiç olmadı geciktirebilir.

Aklıma takılanlar:

1. Sn. Meyvelitepe ve bazı arkadaşlar, balon veya hava kilidi sistemi yerine kapağı gevşek bırakıyorlar ki aslında en basit bir çözüm gibi duruyor. Biz farkında olmadan kapak biraz sıkışık kalırsa ve iç basıncın itmesiyle hafif gevşek kapağın iyice sıkışması ihtimali var gibi geldi bana. Bir sorunla karşılaşan oldu mu?

2. Sistemin ilk gününde besin olarak şekeri koyuyoruz. Mikroorganizmalar buna saldırıyor. Maya eklediysek (yoğurt suyu, kuru yaş maya vs) mayalar baskın çıkıyor ve hızla bu şekeri tüketiyor ardından mayaların devri kapanıyor diğer iyi bakteriler işi ele alıyorlar. Mayasız durumlarda sistemde bakteriler yavaş yavaş çoğalıyor ve her halükarda şeker bir mikroorganizma patlaması için kullanılıyor. 1-3-10 oranındaki şeker optimum besin maddesi sanırım (daha fazla şeker gereksiz masraf, azı ise iyilerin sayısını yeterince arttırmayabiliyor). Şeker sayesinde deli gibi çoğalmış iyi mikroorganizmalar yiyecek azalınca veya kalmayınca bizim enzime eklediğimiz bitkisel veya "balıksal" maddeleri yemeye başlıyorlar. Bu kapalı sistemde sürekli bir devinim var. Buraya kadar eğer doğru anladıysam sorularım şunlar

- Balık artıkları daha sisteme girerken bol miktarda kötü mikroorganizma içeriyor. İlk başlarda çok olan ve süregelen kokunun sebebi süreç içinde iyilerin yavaş yavaş kötüleri yenmesi mi? Eğer böyleyse, sistemin giriş kısmında daha yüksek oranda şeker ve maya koku sorununu en aza indirebilir veya daha kısa zamanda çözer mi?

- Yukarıdaki önerme doğruysa, örneğin müthiş miktarda mikroorganizma içeren yaş hayvan gübresi + daha çok şeker + daha çok maya/EM kullanılarak az kokulu süper azotlu bir enzim yapılabilir mi?

- Ya da bitkisel atık ve balık haricinde hayvansal girdiler kullanan oldu mu? Sonuç ne oldu?

3. Bu sistemde acaba problemli organik atıklar, mesela zeytin karasuyu, yararlı bir enzim haline getirilebilir mi? (Alkaloidleri Fabrikası atığı olan haşhaş kapsülü küspesi var ama onu zaten gübre yaparken bir de enerji üreten girişim var: Promar Gıda | İştiraklar Afyon Güç Birliği)

4. Girdi olarak meyve sebze kabukları kullanıyoruz ki mesela muz kabuğunda büyük ihtimalle kimyasal kalıntılar var (ya da biz kullanırken hala var mı?). Bu kalıntıların (maalesef Türkiye'de hala DDT satanların olduğu söyleniyor) enzimin olgunlaşmasından sonra en az 1/100 seyreltildiği düşünülürse, Çocukların yiyeceği çileğe sıktığımızda "ihmal edilecek kadar az zararlı olabilir" diyebiliyor muyuz?

5. Tesbih ağacı tohumunun sisteme baştan katılması halinde böcek kaçırıcı/öldürücü etken maddenin, enzim olgunlaşma sürecinde mikroorganizmalar tarafından etkisiz kılınabileceğini düşünüyorum. Tesbih ağacı kaynaklı organik ilaçları kullananlar acaba enzim öncesi var olan etkiyi bu tohum katılan enzimlerde de gördüler mi? ya da diğer zehirli maddeler? Mesela zakkum enziminde zakkum suyundaki toksik maddeler hala var mı?

ozerkavak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön