View Single Post
Eski 14-04-2018, 12:22   #24
Zerlanist
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Yazmayayım dedim ama, yazayım da içimde kalmasın. Arkadaş, ülkenin şu naif kesiminde ki silah nefretini anlamaya çalışıyorum, bir türlü başaramıyorum. Tamam kabul edilebilir bir takım durumlar var, batı bloğu muzafferleri; 'kendi yutar salkımı, başkasına verir talkımı' zihniyetinde, kendi ülkelerinde bireysel silahlanmanın dibine vururken;
, 1. ve 2. dünya harplerinde galip geldikleri, geleceğin potansiyel düşmanlarına silah bıraktırmak için baskıcı politikalar ortaya koydular. Bunun sonucu olarak, mağlup toplumların halkları, dayatılmış kanunlar çerçevesinde, silaha erişim konusunda hem ciddi manada kısıtlandı, hem de ilkinden daha etkili olan bir metod ile, silaha nefret duymaları sağlandı. Bunun en net örneği Japonya iken, biz de geri kalmayıp hemen aynı dönem içerisinde boynumuzu kaptırmış bulunmaktayız; Türkiye ( bey amca belki biraz abartmış, belki de dürüst basınımız kantarın topuzunu birazcık kaçırmış olabilir, lakin kimse yok mok diyemez, şablon budur. ) Umut Vakfı, vs. vakfı, vs. yapılanması gibi net bir amacı olmayan muğlak oluşumlar da işin içine girince, vakti zamanın da babasının, kocasının ardından savaş meydanına girip, iş görecek alet edevatı toplayan, yaralılara omuz veren kadınlarımız evrilerek, ' aaaaayy ayy o ne silah mı sokmam evee ' diyen kadınlara evrildiler. Erkeğimiz de yerinde durur mu? O da kendini geliştirdi elbet; ' maganda mıyım ben silah alayım?, silah tehlikelidir eve sokulmaz, istiyorum da hanımdan çekiniyorum, adam dediğinin silahla işi olmaz ( En çok da bu ve benzerlerine bayılıyorum. ) gibi argümanlar üreterek uslu bir dünya vatandaşı oldular. Sorumluluğu devretmek de hemen herkesin işine geldi. Sonuç mu? Doğa da kendini koruyamayan, her zayıf canlının başına ne geliyorsa, günün birinde benzer durumları yaşamayı peşinen kabul etmek demektir sonuç. Rica ediyorum kimse; ' Burası dağ başı mı? Efendi hukuk var hukuuk! Hayvan mıyız biz doğa da mıyız? Misal bal porsuğumuyum ben?' gibi argümanlar ile tezi çürütmeye çalışmasın. Bunları bende biliyorum, birden fazla ruhsatlı silah sahibi bir vatandaş olarak, 6136 sayısı ile ifade edilen kanuna olmam gerektiği kadar hakimim, saygım sonsuz, a' dan z' ye her noktasına bağlıyım. Kolluk kuvvetlerine, devlete saygılıyım. Sadece dağ başında bir bağ evindeyken, kolluk kuvvetlerinin bana bir fayda sağlayamayacağını bilecek kadar realistim. Ayrıca belirteyim de zahmet edip okuyan kimse aksini düşünmesin, evime giren sineği dahi öldüremem, poşetlerle balkondan uçurmaya çalışmalarla geçmiş mesaim çoktur. Avcılıktan nefret ederim, her canlının yaşam hakkı olduğuna yürekten inanırım, orman da karşıma çıkan bir yaban domuzunun da, en az bizler kadar nefes alma hakkı olduğunu bilirim. Ama, ailemin, sevdiklerimin ve hatta çevremde ki zayıfların canına, ırzına, malına göz diken, her kim olursa olsun, 'gerekirse' bir kaç yılıma hatta hayatıma mal olabilir, çünkü benim gözümde baba - koca - evlat - adam olmak bunu gerektirir, ayrıca emin olun gerekmeyecektir, siz sadece kaya gibi durmasını bilin. Bu kesinlikle magandalık, zorbalık, cahillik falan da değildir. Hayatta her olgunun bir sebebi ve sonucu var, her hamlenin bir bedeli var. Her silah sahibi eninde sonunda birilerini vuracak, en azından çoluğu çocuğu kaza bela çıkaracak düşüncesi; 'kadınlar araba kullanmasın, çünkü yarısından fazlası kullanmayı hiç beceremiyor' düşüncesi kadar saçma ve temelsiz bir düşünce. Doğru muhafaza edildiği vakit, mutfakta ki bir börek bıçağından çok daha etkisiz olan bir nesne için bu kadar nefret çok fazla. Bana göre de, silahı olan her insanın, hemen ilk olayda paldır küldür kullanacağını düşünmek büyük cahillik. İşte burada geldik bam teline, sen sözcü okuyan duyarlı Hakkı amca, sen kırmızı ışıkta geçmeyen Hilmi abi, ya da sen sokak hayvanlarını doyuran Fatma abla, hani siz, olsa kayıtlı silah sahibi olacak, insan gibi yaşayan, hak hukuk bilir kitle olarak, silahla işlenen suçları kimlerin işlediğini? Dahası bu silahların hangi silahlar olduğunu, nasıl temin edildiklerini biliyor musunuz? Ülkeye ne kadar kaçak silah girdiğini biliyor musunuz? Umut vakfı bastırıyor, medya gazlıyor, hoop yeni bir kısıtlama, yeni bir zorluk, e peki bu yasak, kısıtlama, kimi kısıtlıyor?

Şu üstte ki nur yüzlü arkadaşlar mesela, sizce bunlar ne kadar zorlanmıştır silaha ulaşırken? Sizce ' bireysel silahlanmaya hayır ' aktivitileri, bunların da silaha erişimini kısıtlayabiliyor mu? Veyahut bunların girdiği evde, ev sahibinin bulundurduğu bir yivsiz tüfek olsa idi, durum ne olurdu? Ben size söyleyeyim mi? Kapının ardından gelen bir ' pompalı tüfeğin mekanizma sesi ' ne eşlik eden; 'kapının önünü derhal boşaltın, boş değilim' sesi , kimyasalların etkisinde olanlar da dahil olmak üzere % 99 suçluyu, pancar gibi bir suratla ortamı terk etmeye ikna eder. Kalan % 1 ihtimal mi? Aslında bu bile çok ama, diyelim ki sağlam bir kopuğa denk geldiniz, kendi mekanınız da pozisyonunuzu alıp, gerekeni yapacaksınız. ' Banane kardeşim tecavüzse tecavüz, ne yapayım gözümün önünde karıma kızıma işkence ediyorlarsa, ben dava süresince 7 8 ay 1 sene yatamam içeride ' diyorsanız da saygı duyarım tabi. Hırsızı vurma konusuna gelince, ' alacağını aldıysan hemen kaybol, kan akmasın ' cümlesini duyan ve kaçış güzergahı özellikle kapatılmamış olan her hırsız, anında tüyer gider, bir daha yakınınıza da sokulmaz. İlla iki ayaklı iblislere, ayılara denk geleceksiniz diye bir durum yok. Daha evvel ki konularımızda da değindiğimiz gibi, sırt çantasında basit bir tek kırma olaydı, şu altta ki filme canını vererek konu olan arkadaşın, şimdi sıradan mutlu bir aile tablosu olabilirdi;

Alın bu da fragmanı, tavsiye ederim, iyi filmdir;
Daha evvel ki mesajlarımda, insanlığını, merhamet duygularını ve mantığını kaybetmeden, dünya gerçeklerinin farkında olup silaha makul yaklaşan, öğrenmek istedikleri olan forum üyeleri için bir nebze faydalı olmaya çalıştım. Çünkü yaşadığım, yarınlarda da kızımın, belki torunlarımın yaşayacağı topraklarda ki iyi insanların, en az kötü insanlar kadar güçlü ve etkin olmasını istiyorum. Kesinlikle ortalığın 1800' ler Texas' ına dönmesinden de bahsetmiyorum, ayrıca şu an Texas eyaletinin, soygun - cinayet - tecavüz - yağma - gasp gibi adi suçlar bakımından en düşük kayıtlara sahip olmasını da araştırmanızı öneririm, araştırmayacak olanlar için de peşinen söyleyelim; herkesin bilinçli, duyarlı, eğitimli ve silahlı olduğu bir ortamda, bireylerin başka bireylere karşı işleyeceği suçlar inanılmaz boyutlarda düşüyor. Bazılarımız bunu; ' silahla yaşayacağım yerde neden yaşayayım ' diye değerlendiriyor olabilir, dünyanın en nezih coğrafyasında, huzur ve sükunet içinde yaşıyor olabilirler elbette, saygı duyarım, yalnız ben milyonlarca kayıtsız mülteci, yüzbinlerce potansiyel radikal örgüt mensubu, eğitimsiz ve kindar yığınlar, dört bir yanı kaynar kazan olan, egemen devletlerin üzerine kafa yorduğu bir coğrafya da yaşıyorum. Kaldı ki bu aşağıda ki hanım abla da, herkesin medeni segmenti bakımından hemfikir olacağı 'Norveç' gibi bir ülke de yaşıyor, o da mı maganda acaba?

Kapladığım alan için yönetimden özür dilerim, gerek görülürse silerim. Herhangi bir paylaşacağı / soracağı olan üyeler özel mesaj atabilir, rahatsız olmam. Herkese saygılarımı sunuyorum.

Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön