View Single Post
Eski 24-07-2017, 11:35   #14
hosseda
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Bu kebap hakkında çok şey yazmak mümkün ama ilgilenenler önce hacı kebap diye nette aratsınlar lütfen, 1878 yılında açılıp hala çalışan dükkanın benim tarafımdan bilinen sahibi Mehmet abidir, ilgili sahifenin solunda yer alan fotoğraftaki ortadaki uzun boylu kişidir. Son gittiğimde sanırım torunu olan son işletici, Mehmet abinin hasta olduğunu evden çıkamadığını söylediydi. Ne yazık ki son yediğimiz kebabın öncekilerle kalite farkı hissedilir ölçüde azalmıştı.

Seksen yaşında olan abim bazen işyerime uğrar, sohbet bir yerinde Aydın'a ve oradanda mutlaka hacının kebabına da gider. Her seferinde sorarım nasıl olurdu abi kebap diye, keyfle anlatır dükkanın ilk sahibi hacı amcanın kebabını. Yoğurtlu yermiş kebabı, hesap ödeme sırasında hacı amca ne yedin oğlum dermiş, yoğurtlu tek yedim hacı amca, kadifi varmı dermiş var hacı amca deyince bir lira ver yeter derdi der...

Ben kuzu etinin pişirilmesi ile alakalı her türlü çalışmayı severek yapan birisiyim. Köy evimizde geleneksel fırınım var. Son zamanlarda yaptığım tandırda ön kolun tandırda en leziz yer olduğunu kendimce tesbit ettim ancak onda da uyulması gereken husus, kolu kemikten ayıklanmış olarak değil mutlaka kemikli olarak eti tandıra koymak meselesidir. Hatta bu şekilde tandırda ( fırın tava gelir, közü dışarı alır eti bakır veya toprak kap içinde pişmeye bırakırım fırın içine- hiç ateş görmeden pişiyor benim yaptığım tandırda etler) pişirdiğim etlerden İzmirin meşhur söğüşünü yapmaya başladım ki kuzu kelleden yapılan söğüşün lezzetini geçti diyebilirim ancak ulaştığım bu lezzetlerin hiç birisi esas hacı kebap lezzetini yakalayamıyor.

hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön