[pria]

Köydeki hayatımın Robinson Crusoe'den pek farkı yok sayılır..ya evdeyim ya fidanlıkta..
Sadece gece kafam eserse dostluklarına güvendiğim 2-3 kafadarla buluşup biraz sohbet ediyoruz..samimiyetlerine güvenmediğim insanlardan kaçıyorum, çünkü hata edip masalarına oturduğuma genellikle pişman oluyorum..ya kendilerini anlatırlar seni dinlemeksizin ya da abuk sabuk ahiret soruları sorup dururlar..ne kadar az insanla muhatap olursam o kadar rahat ediyorum..

3 günden beri zeytinleri suladım..çift hortum var..biriyle fidanlığın sağını diğeriyle solunu suluyorum..ikisinin arasında gidip geliyorum..her fidana 20 dakika su veriyorum..200 litreden fazla yani..3 gün 30 saat çalıştım, 35 ton su vermişim 165 ağaca..
Önce fidanların her iki tarafındaki V şeklindeki karığı çepinle açıp suyun tatlı bir şekilde akması için temizliyorum..sonra 20 dakika suyu bekliyorum..18. dakikada 150 gram potasyum nitrat, denizyosunu, 3 çay kaşığı BSF'nin Combi iz elementini ve 2 çay kaşığı humatı azar azar suya döküyorum.suladığım her karığı 2-3 saat sonra yine ot kalıntılarıyla malçlama yapıyorum, örtüyorum..

Zeytinlerin kıymetini bilmem gerek bu yıl..aşırı tane var..tombul tombul oldular iyice..çekirdek sertleşmiş..

İyi ki dipten çatallandırmışım fidanları..eğer yüksekten çatal yaptırmış olsaydım bu yükle çatır çatır ayrılırdı dallar..yerden çatal olup müstakil oldukları için çok sert rüzgar esse bile yaylanıp duruyor dallar..ama birçok dal neredeyse yere değecek şimdiden..taneler tam şişince ne olacak bilmem ? ya destek koyacağım, ya da dalları en üstten birbirine bağlayacağım..