View Single Post
Eski 02-07-2017, 13:59   #1242
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Yukarıda #1231 nolu mesajda bahsettiğim ürün ile ilgili yeni bir gelişme var.

Birkaç gün önce whatsapp mesajı ile bir video göndermişler. Videoda adamın biri tarlanın ortasında veryansın ediyor, sağa sola ürünlerini püskürtüyor. Ben de gayrı ihtiyari "iyi de bunun içinde kum vardır, sağlığa etkisi iyi değildir, ham kaolin de nem tutar, mantar hastalığı yapar" deme gafletinde bulundum.

Nisan ayındaki mesajlaşmada ürünün içinde K2O (potasyum oksit) ve SO3 (sülfür trioksit) bulunduğunu ve bunların bitki besleyici olduğunu yazmıştı. Benim bildiğim K2O suyla temas edince reaksiyona girer ve kostik KOH'a dönüşür. SO3 de suyla temas edince reaksiyona girer ve sülfirik asite dönüşür. İlaçlama tankı aynı zamanda hem kostik hem de asit üreten bir reaksiyon kazanına dönüyor yani O zaman bunu yazdım geçtim. Deveye sormuşlar boynun eğri misali, nesini soracaksınız daha fazla.

Peşinden bir mesaj daha geldi. Bir youtube videosu. Çitfçitv'den 1 saat 15 dakikalık program satın almışlar, sahibi, yanında bir hee hee deyici bir de ondan aşağı kalmayan moderatör konuşuyorlar. İlk 30 dakika sabredip izledim.

Sahibi konuşuyor; Amerikada Almanyada görmüş, burada da kendi ocaklarından çıkan malzeme ile başlamışlar (buraya kadar iyi), bunun iyi olması için ocaktan çıktığı gibi, hiç işlem görmeden ağaçlara atılması, içindeki "organik" maddelerin uçmaması için asla kalsine filan edilmemesi lazımmış, içindeki sodyum, potasyum gibi şeyler aynı zamanda yaprak gübresi imiş, (Ayhan bey buralara uğruyor mu bilmem) bir kaç dakika Ayhan beyin ve eşinin seneler önce ilk kaolin uygulamasından sonra yerel gazeteye söylediklerini (kaolin buradan abd'ye gidip işlenip geri geliyor sözü) bol bol isimlerini de anarak adeta konuşmasının temel direği yaptı (oysa buradan abd'ye gidip işlenip geri gelen bir kaolin yok).

Daha sonra kendini daha da aşarak kalsine edilmiş kaolinin zaten tarımda zararlı olduğunu gönül rahatlığı içinde söyledi. El netice, Parçacık Film Teknolojisinde belirtilen speklerdeki kaolinin (rafine, kalsine, %90 <2 mikron) sağladığını duyduğu tüm faydaları biraz da abartarak saydı ama kendi rafine edilmeden kuru öğütülmüş ham kaolinine mal ederek. Bunu yaparken de speklerdeki kaolinin zararlı olduğunu belirtmeyi ihmal etmedi.

Peşinden, "iyi güzel söylemişsiniz de, bu söylediklerinizin bilimsel bir temeli var mı?" diye sorum. "Var" diye cevap verdi. İki gün bekledim, yine sordum, "var dediydiniz, iki gündür bekliyorum, bir şey de göndermediniz" diye bir daha sordum.

Sonrasında ipler koptu Bir kaç mesaj, 2 telefon görüşmesi, tamamen çirkinleşti.

"Çok kuvvetli iddialarınız var, tersine en az bin araştırma var, siz bir tane sizin iddialarınızı destekleyen bir şey verin" diyorum, bana "sen viagrayı biliyormusun diyor", "duydum ama bilmiyorum" diyorum, "olur mu viagrayı bilmeyen kişi kendine aydın diyemez" diyor, tüh aydın da değilmişiz mahcubiyetinden, mevzu da tarım olduğu için "viagrayı bilmem ama bak konu tarım, round-up konuşalım madem" diyorum, "hayır ille de viagra diyor" (ne çeşit bir fantezisi varsa artık).

"Sen ocak gördün mü ocak?" diye tutturdu. "gördüm ama ocak görmekle kaolinin tarımda kullanımı vahiy olunmuyor" diyalogu konu ile en alakalı olandı. Sonrasında, "nedir bu yabancı hayranlığı"na uzandı diyalog (bu konudaki bilimsel araştırmaların çoğunlukla yurt dışında yapılmış olmasından herhalde - bir not:Türk üniversitelerinde yapılan bazı araştırmaların yayınları İngilizce olduğu için onların farkında değil). "bilgi ürettin de tü-kaka mı dedik" mertebesinden sonra beklediğim gibi kişisel saldırı ve hakaret ile noktalandı.

Rezilliğin son perdesi yani

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön