View Single Post
Eski 04-02-2006, 17:43   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Laurocerasus officinalis (Laz Kirazi - Karayemiş)

1. Latince Adı: Laurocerasus officinalis roemer (syn. Prunus laurocerasus (L.) Mill , Cerasus laurocerasus (L.) Mill ).

2. İngilizce Adı: Cherry laurel

3. Mahalli Adları: Bitkiye ülkemizde değişik yöresel adlar verilir. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılan "Taflan"dır. Laurocerasus officinalis'e "taflan" dışında, özellikle Ordu'nun doğusunda "gürcü kirazı”, "karayemiş", "laz kirazı", "laz üzümü", "laz yemişi", Giresun'da "tanal", Artvin'de "tçkoo" gibi yöresel adlar verilir. Bitki Kuzeydoğu Anadolu'nun türkülerinde, şiirleinde kısaca folklorunda yeralır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 ) .

4. Bitki hakkında genel bilgi ve ülkemizdeki yayılışı: Taflan ilk olarak 1546 yılında Fransız Pierre Belon tarafından Trabzon'dan toplanmış ve Cerasus trapezentuna ( Trabzon Kirazı ) olarak adlandırılmıştır. Bitki aynı yıl, İstanbul üzerinden İtalya'ya; 1574 'te de Clusius tarafından Viyana'ya getirilmiş, oradan da Fransa ve İngiltere'ye gönderilmiştir. Budanarak şekil verilebilmesi, dökülmeyen parlak koyu yeşil yaprakları ve kokulu beyaz çiçekleri ile taflan, 1600 yılından itibaren tüm Avrupa'da park ve bahçelerde yetiştirilmeye başlanmıştır. Günümüzde büyüme biçimi, yaprak boyut ve şekli, kışa dayanıklılık açısından farklı 20 kadar taflan kültürvarı vardır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 ).
Yapraklı ağaç ormanlarının, bilhassa Kayın meşçerelerinin altında yeralır. Ormancılık bakımından zararlı bir alt flora fakat parkçılıkta makbul bir süs bitkisidir ( Kayacık, 1961 ).
Karayemiş ( Laurocerasus officinalis Roemer ) bitkisinin anavatanı Karadeniz'in doğu kıyıları, Balkanlar ( Eski Yugoslavya, Bulgaristan ), Batı Kafkasya ve Kuzey İran gösterilmektedir. Tür hem doğal hem de kültür bitkisi olarak Karadeniz dağlarının kuzeye bakan ve deniz seviyesinden 20- 1700m'ye kadar olan yüksekliklerinde yetişmektedir. Ülkemizde doğal olarak İstanbul, İzmit, Zonguldak, Sinop, Kastamonu, Giresun, Trabzon, Rize ve Hatay'da yetişmektedir. Şuana kadar ülkemizde yapılan morfolojik ve sitolojik karakterizasyon çalışmalarında Laurocerasus officinalis'in üç kültürvar ve bir de yaban formunun varlığı tespit edilmiştir. Bu kültür formlar hem morfolojik olarak farklılık hem de sitolojik olarak meyva ve yaprak içerikleri farklılıklar göstermektedir. Bu formlardan özellikle "Angustifolia" formu geniş bir dağılım gösterir ve Avrupa'da bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılır. Bugüne kadar ülkemizde yapılan morfolojik ve sitolojik çalışmalarda bitkinin üç faklı kültürvarının varlığı tespit edilmiştir. Bunlar;
• Laurocerasus officinalis cv. "Oxygemmis" ,
• Laurocerasus officinalis cv "Globigemmis" ,
• Laurocerasus officinalis cv "Angustifolia"’dır.
Kültürvar formlardan "Oxygemmis " ve "Globigemmis"'in Türkiye'deki varlığı yenidir. Ayrıca birçok yaban tipide doğada geniş bir dağılıma sahiptir ( Sandallı, 2002 ).

5. Bitkinin teşhisi:

Regnum: Plantae
Bölüm: Spermatophyta
Alt bölüm:Angiospermae
Sınıf: Magnoliatae (Dicotyledones)
Familya: Rosaceae
Cins: Laurocerasus Duhamel.
Tür: Laurocersus officinalis Roemer

Altı metreye kadar boylanan çalı veya küçük ağaç şeklinde bitkilerdir. Yapraklar dikdörtgensi - elips, dikdörtgensi - yumurta, 20x8 ebatlarında, kenarları dişli veya düz, yaprakların üstü koyu yeşil, altı ise soluk yeşildir. Yaprak sapı 15mm'ye kadar uzunlukta, çiçek durumu başaktır. Genellikle yaprakları daha kısa olan çiçekler beyaz, çiçek sapları 8mm'ye kadar uzunlukta, çiçek tablası loblara kadar genişleyen çan şeklinde olup petaller 4mm'dir. Çekirdekli sulu meyvalar zeytin büyüklüğünde olup oval şekillerde ve 8mm çapındadır ( kültür formlarında 12mm çapa kadar erişebilir ) . Meyvalar koyu mavi veya siyah renktedir. Orman altında genellikle Fagus ormanı altlarında Rhododendron'lar ile beraber bulunur. Türkiye'de özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde dağılım gösterir ( Sandallı, 2002 ) .

6. Bitkinin türlerinin karşılaştırılması: Laurocerasus officinalis Roemer olarak bilinen tür hem doğal olarak hem de kültür formu olarak Doğu Karadeniz bölgesinde oldukça yaygındır. Gerek morfolojik gereksem meyva tadı ve rengi açısından farklı olduğu görülen üç kültür ve bir de yabani form grupları tespit edilmek suretiyle bu grupların morfolojik olarak mukayyesesi şöyledir:
• Laurocerasus officinalis cv. "Oxygemmis" : Bu kültür formun tomurcukları diğer kültür formların tomurcuklarına göre iri, ucu sivri ve konik şeklindedir. Tomurcukların uzunluğu 1- 1,5 cm'dir. Yapraklar - 18 x 5- 6cm ebatlarında ve şeritsi şekildedir. Yaprakların dip kısmında genellikle, sayıları 1- 5 arasında değişen yağ bezeleri bulunmaktadır. Bunların meyvaları iri ve olgunlaştığında parlak siyah renktedir. Meyva tadı acı ve mayhoştur.
• Laurocerasus officinalis cv. "Globigemmis" : Tomurcukları yuvarlaksı ve uçları küt, 0,5- 1cm büyüklüğünde, yapraklar 5- 15 x 5- 6cm ebatlarındadır. Yaprakların dip kısmında genellikle iki adet yağ bezesi bulunmaktadır. Bu kültürformun meyvaları Oxygemmis kültürformunun meyvalarına göre daha ince mezokarplı, sert ve olgunlaştığında siyah renktedir. Tadı Oxygemmis kültürformuna göre daha tatlı ve az mahoştur. Bu kültürformun meyvaları yemeklik olarak daha çok tercih edilir ve genç sürgünleri üzerinde lentiseller belirgindir.
• Laurocerasus officinalis cv. "Angustofolia" : Bu kültürform çok geniş bir dağılım gösterir. Bu form yükseldikçe dallanır. Avrupa'da bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılır. Yaprakları ince ve şerit biçimindedir. Yaprak yüzeyi parlak, koyu yeşil, yaprak boyu 12cm ve eni 4cm genişliğindedir. Çiçekler çok sayıdadır.
• Yaban form ( Wild form): Yaprakların üst yüzeyi parlak koyu yeşil, alt yüzeyi ise açık yeşildir ve 5- 16 x 2- 7cm ebatlarındadır. Meyvaları kültürformlarına göre daha küçük ve incedir. Koyu kırmızı- siyah renkte buruk bir tada sahiptir. Merkezinde yaprak damarı belirgindir. Yaprak ayasının çebresinde birkaç tanesalgı hücresi bulunur. Küçük beyaz çiçek dikine gelişmiştir. Uzunca olan çiçek salkımı yaprak sapından yükselir. Meyvalar drupa biçminde olup küresel çekirdekler içerir ( Sandallı, 2002 ).

7. Kullanılan bölümleri: Oxygemmis ve Globigemmis kültürvarlarının meyvalarından yaralanılır. Meyvaların besin değeri oldukça yüksektir. Ayrıca yapraklarıda ilaç hammaddesi olarak kullanılır.

8. Toplama zamanı: Meyva verimi 5- 10 yıllık bitkilerde başlar ve yılda birkez meyva verimi gerçekleşir. Yaprakları çiçek açma döneminde yani Nisan - Mayıs aylarında genç, fakat tamamen gelişmiş yapraklar elle toplanır. Yaşlı ve kışın toplanan yaprakların etken maddece fakir olduğu yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmıştır ( OGM, 1991 ).

9. Kurutma şekli ve depolama: Yapraklar daim taze olarak kullanıldığından kurutmaya ve depolamaya gerek yoktur (OGM, 1991 ).
Bitki meyveleri acı tatlarından dolayı taze olarak tüketilmez, ancak kültürvarlar büyük, tatlı meyvelere sahiptir ve hem taze hem de kuru şekilde tüketilir ( Sandallı, 2002 ).

10. Kimyasal yapısı, etken maddeleri ve oranları: Ülkemizde dağılım gösteren kültürvarların meyvelerinde 23 farklı karboksilik asidin varlığı ve temel karbonhidratlardan hepsinin bol miktarda varlığı tespit edilmiştir. Karboksilik asitlerden bazıları bazı kültürvarlarda mevcut olup diğerleinde olmazken; hidroksisüksinik asid, benzoik asit bütün kültürvarlarda temel bileşen olarak tespit edilmiştir. Karbonhidratlardan ise fruktoz, glukoz ve alkol şekerlerinden sorbitol tüm kültürvar meyvelerde bol miktarda bulunmakta iken kültürvar meyveleri az miktarda sukroz içermektedir ( Sandallı, 2002 ).
Yaprakalarında ise zehirli bir glikozit olan syagenetik glikozitler sınıfındaki Syandrikasit bulunmaktadır. İnsanlarda görülen zehirlenmeler genellikle tohumlarında syagenetik glikozitler bulunan bitkilerin tohumlarının yenmesi sonucu meydana gelir. Bu asitler insan vücudu içine birkaç dakika- birkaç saat içinde yayılarak ölümler meydana getirdiği için syagenetik glikozit türlerinden Syagenetikasid içeren yaprakların bilinçsiz bir şekilde kullanılmaması gerekir (Sandallı, 2002). Taflan yapraklarının su buharı destilasyonu sonucunda tanen, şeker, yağ, emülsin isimli bir ferment ( bu ferment glikozite tesir ederse onu benzaldehit, siyanhidrin ve glikoza parçalar ) ve pralavrosin isimli bir glikoza ihtiva eder. Bu glikozit renksiz, kokusuz ve acı lezzetlidir. Yapraklarda bulunana siyanhidrik asit miktarı 100g yaprakta 120- 180 mg arasında değişmektedir ( OGM, 1991 ) .

11. Endüstriyel kullanım alanları: Taflan doğal floramızın bir elementi olmasının yanısıra, süsleyici özelliğinden dolayı aynı zamanda park ve bahçelerimizde de yetiştirilir. Yaprakları uzun süre camlılığını koruduğundan, çelenk yapımında, çiçek demetlerinin ve balık tablalarının düzenlenmesinde kullanılır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 ).
Yapraklarının destile edilmesi ile eczacılıkta kullanılan aqua laurocerasi veya laurocerasin elde edilir ( Kayacık, 1961 ).
Taze yapraklardan su buharı destilasyonu ile elde edilen ve 0,1 oranında siyandhidrik asit ihtiva eden su (günde 2- 10 g arası) birçok sinir hastalıklarının tedavisinde kullanılan preperatların yapımında kullanılır. Ayrıca bazı gıda maddelerine ve bazı galernik preperatlara koku vermede de kullanılır ( OGM, 1991 ).
Doğu Karadeniz bölgesinde meyveleri yenir ve pazarlarda satılır. Ayrıca meyvelerinden likör yapılır ( Anşin ve Özkan, 1993 ).

12. Halk arasındaki kullanım alanları: Halk arasında Taflan meyveleri meyve olarak yenmekte olup, yaprakları çay gibi demlenerek sinir bozukluklarına karşı, öksürük dindirici ve spazm kesici olarak kullanılmaktadır ( OGM, 1991 ).
Taflan meyvelerinin sindirimi kolaydır ve taze olarak **** kurutulduktan veya kavrulduktuktan sonra yenir. İnsanı tok tutar. Tek başına veya fındık ve cevizle birlikte çerez olarak yenen taflan meyvaları, pasta, kek ve özellikle hoşaf ve kompostolara koku ve tad kazandırmak için ilave edilir. Reçel ve turşuda hazırlanmaktadır. Meyveler genellikle yetiştiriciler tarafından tüketilirse de bazen semt pazarlarında veya yakın şehirlerde manavlarda satılır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 ).

13. İlaç olarak özellikleri: Yaprakları Folia lauracersi recens TK adı altında taze olarak kullanılır. Yapraklarında Prurasin adlı siyogenetik bir glikozit vardır. Bu glikozit hidroliz ile siyanhidrikasit verir, bu asit zehirlidir. Kıyılmış taze yapraklar su buharı ile destile edilirse Aqua Laurocerasi TK ( taflan suyu ) elde edilir. Bu su % 1 oranında sulandırıldıktan sonra yatıştırıcı, öksürük dindirici ve koku dindirici olarak kullanlır ( Baytop, 1991 ).
Meyve tipleri arasında fark gözetmeden hangi hastalıklara iyi geldiği aşağıda gösterilmiştir:
1. Bir yemek tabağı dolusu olgun meyve, başta mide ülseri ve barsak tembelliği olmak üzere, sindirim sistemi rahatsızlıklarına 10 günlük kürler halinde kullanılır.
2. Sabahtan aç karnına yenen 10 adet meyve hemoroide iyi gelir.
3. Olgun meyevelerin suda kaynatılması ile ele geçen sıvı diüretik olarak, idrar tutukluklarında kullanılır.
4. Bir miktar taze ya da kuru meyve, tohumları ile beraber ezilerek sabahları aç karnına yenirse, şeker hastalığına iyi gelir.
5. Meyvaların sıkılması ile ele geçen usare, mide ülserine, ekzamaya karşı kullanılır.
6. Meyvalar çekirdekleri ( endokarp + tohum ) ile beraber toz edildikten sonra balla karıştırılıp, bronşit tedevisinde kullanılır.
7. Meyvelerin yenmesi sigaraya karşı isteksizlik doğurur.
Taze taflan yapraklarından hazırlanan taflan suyu, spazm çözücü, bulantı kesici olarak kullanılmış; içerdiği HCN' in çok zehirli olması nedeniyle tıbbi kullanılışı hiçbir zaman geniş boyutlara ulaşmamıştır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991)

14. Standartı: Standartı hazırlanmamıştır ( OGM, 1991 ve TSE internet sitesi,2005) .

15. Dış ticareti: Taflan ya da karayemiş adına dış ticaret kayıtlarına rastlanmamıştır ( OGM, 1991) .


16. Kaynaklar:
• Sandallı, C. 2002. Karayemiş (Laurocerasus officinalis Roem.) bitkisinin RAPD (Random Amplified Polymorphic DNA) tekniği ile moleküler karakterizasyonu, KTÜ Fen- Edb Fakültesi
• Alpınar, K., Yazıcıoğlu, E. 1991. (9. Bitkisel ilaç hammaddeleri toplantısı bildirisi).
• Kayacık, H., 1961. Orman ve Park Ağaçlarının özel sistematiği , İ.Ü. Orman Fak. Yayınları.
• Baytop, A. 1991. Farmasötik Botanik, İ.Ü. Ecz. Fak. Yayınları.
• Anşin, R., Özkan, Z. C., 1993. Tohumlu Bitkiler (Spermatophyta) odunsu taksonlar KTÜ Orman Fak Yayınları.
• OGM,1991. Ülkemizdeki bazı önemli orman tali ürünlerinin teşhis ve tanım klavuzu; yayın no: 659, seri no: 18; İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı.



Emir
karadeniz teknik üniverstesi
orman endüstrisi mühendisliği bölümü
ödev çalışması


Düzenleyen Mine Pakkaner : 02-06-2006 saat 20:42
malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön