Ben de NASA'nın yayımladığı
raporu okuduktan sonra, barış çiçeği almaya karar vermiştim.
(Aynı şekilde kasımpatı da aramaktaydım ve halen bulabilmiş değilim.)
İnternetten edindiğim tohumların sahte çıkmasıyla birlikte, tam da umutlarım tükenmek üzereydi ki;
Bir yakınıma "hayırlı olsun" hediyesi olarak spathi. gönderildiği haberini aldım.
Takip eden baharda "Bu bitki çok gelişmiş, saksısı küçük geliyor. Biraz nefes aldıralım, hem de çoğaltmış oluruz."
diyerek, kökten ayırma yöntemi ile ilk yelken çiçeğime kavuşmuş oldum.
Bu sene de aynı şekilde, bahar ayına girerken;
Bendeki bitkinin ufak bir kısmını -kökten- ayırdım ve saksısını da bir boy büyüğü ile değiştirdim.
Eski -küçük- saksıya ise, yeni ayırdığım ufaklığı diktim.
Demem o ki; çoğaltmada hiçbir sorun yaşamadım.
Gözlemlerime dayanarak, bitkinin suyu çok sevdiğini söylemeliyim.
Genel kanının aksine, saksı toprağının kurumasına izin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Daha önce -bu başlık altında- bir
bağlantı paylaşılmış.
Spathi. severlerin göz gezdirmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
Şu an kaynak veremeyeceğim, ancak -bir yerlerde okuduğumdan- aklımda kaldığı kadarını da paylaşmak isterim:
Havadaki zararlı maddeleri filtre etme işini, yapraklardan çok kökler yapıyor.
Sırf bu nedenle geliştirilmiş saksılar mevcut.
Reklam amacı gütmemekle birlikte, bir fikir oluşturması açısından
şu sayfaya bakılabilir.