View Single Post
Eski 03-02-2017, 17:58   #186
çamkokusu
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-11-2015
Şehir: bursa
Mesajlar: 164
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Sabun imalatından geriye kostikli su kalmaması gerekiyor.

Kostik = Sodyum Hidroksit
Kül suyu = Potasyum Hidroksit + Yanma sonucu kalan ağır metaller

Sabun imalatında kostik kullanmak istenmiyor ise kül yerine temiz potasyum hidroksit kullanılmasını öneririm. Bu şekilde hiç olmaz ise küldeki serbest durumdaki metaller vb. sabuna geçmemiş olur.

Ancak potasyum hidroksit sıvı sabun yaparken kullanılıyor. Kül ile yapılana sertleşmesi için tuz ilave ediyorlar ama tuz da sodyum klorür. Şayet tuzdaki sodyum sabunu sertleştirmek için ayrışıp reaksiyona giriyor ise (bundan emin değilim ama sabunun yapısı değişiyor ise reaksiyona da giriyor olmalı) kuvvetli bir zehir olan klorün serbest kalması da olası.

Neticede, baz olarak sodyum hidroksit veya potasyum hidroksit, asit olarak yağlar reaksiyona girecek ve tuz olarak sabun oluşacak. Reaksiyona giren malzemelerin sabit bir oranı var. Bu orana riayet edilmesi durumunda serbest hiç bir şey kalmaz.

Ne olur ne olmaz, baz malzeme serbest kalmasın diye genelde yağ oranını %5 fazla kullanırlar, böylece serbest baz geriye kalma olasılığı sıfırlanır.
Kül, yanmış organik maddelerden geri kalan atığa verilen genel isimdir. Yakılan maddenin ne olduğuna bağlı olarak külün rengi, görüntüsü, kokusu değişebilir. Bitki külü incelendiğinde, yetiştirildiği ortamda bulunan mineral maddelerin tamamına yakın kısmı bitki içeriğinde vardır. Külün elde edilmesi sırasında bazı mineral maddeleri buharlaşma ve sublimasyona uğrama (katı halden gaz haline geçme) sonucu kaybolur. Klor, kükürt, bir miktar potasyum, kalsiyum ve fosfor azalması meydana gelebilir. Kül içinde azot, karbon, oksijen ve hidrojen hiç bulunmaz. Çünkü bunlar organik kökenli maddeler olduğundan ve yakma sırasında bu organik maddelerin tamamı yandığından, kaybolur. Külde kalan maddeler onların oksitleri durumundadır. Çünkü yanma bir oksidasyon olayıdır ve bunun için Adolf Mayer yukarıdaki tarifinde külü bir derece daha oksitlenemeyen madde olarak belirtmiştir. Değişik bitkilerde yapılan kül analizlerinde bu güne kadar 60’a yakın madde tespit edilmiştir. Bunların bazıları alüminyum, arsenik, baryum, bor, brom, cıva, çinko, demir, fosfor, gümüş, kurşun, kükürt, kalay, lityum, magnezyum, sodyum, stronzyum, talyum, titanyum ve vanadyumdur. Ancak bu ve diğer ismi verilmeyen elementlerin çoğu kül içersinde mikro düzeyde kalır ve hatta bazılarının ortaya çıkartılması özel analizler ister. Külde çok görülen elementler bitkiye mutlak gerekli olan elementlerdir. Mutlak gerekli elementler fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, mangan, molibden, bor, bakır, çinko, klor ve sodyum olmak üzere 13 adettir.*
Kül Deyip Atma Kullan, Birazda Sen Faydalan | Bilim Genç

Burada dendiği gibiyse şayet,doğanın göbeğinden,temiz toprakta yetişmiş saf ağaç külünde ağır metala rastlanması pek olası değil gibi görünüyor.Zaten bazı istisnalar hariç yapısında bolca ağır metal bulunduran bitki de yok,onlar da bizim gibi kötü etkileniyorlar bundan.

O zaman asıl soru şu:Meşe yapısında çok fazla ağır metal ihtiva ediyor mu?Kül suyundan yapılmış sabun ağır metal içeriyor diyelim,bu zamanla birikme yapar mı?

Bunu da sanırım Mine hanım cevaplayabilir.Bu yılki sayfasında ki soruların çoğu benim.Azar işitir miyim acaba

çamkokusu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön