Cok dogru soyluyorsunuz.. benim de demek istedigim, baslangicta insan cok telasli ve aceleci oluyor.. ama bitkiler basina buyruk, oyle ha deyince istedigini elde edemiyorsun.. is boyle olunca da o baslardaki heyacanin yerini sabra birakmak gerekiyor.. bir nevi insan bitkiyi degil bitki insani sekillendiriyor.. bu yuzden bana gore hayvan beslemek bitki beslemekten daha kolay, kendimiz de hayvan oldugumuzdan.. icgudusel olarak hayvanlarin gereksinimlerini anlayabiliyoruz, bitkilere gelince bilmedigi bir yabanci dili anlamaya calisir gibi bocaliyor insan (literaturdeki ppm degerlerini kastetmiyorum tabi, ne zor kosullarda elde edildiler).. velhasil demem o ki bastaki heyecani kaybetmezsek sabirla ilerlememiz de zor olur.. nacizane..
Sagolun..
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi badrobot
enuma elish
Aslında çok güzel bir hobiyle ilgileniyorsunuz. İnsana çok şeyler katıyor. Sadece heyecan olarak kalmasın, daha da ileriye gitmesini temenni ederim.
Bonsai; aslında yaş olarak, boyut olarak küçük bir ağacı bazı budama ve şekillendirme teknikleriyle sanki çok yaşlı ulu bir ağaçmış gibi gösterme yeteneğidir. Aslında bir nevi İlizyondur. Ulu ve yaşlı ağaç görüntüsünü ne kadar yakalamışsanız o derece başarılı sayılırsınız.
Bunları yapabilmeninde bazı yöntem ve teknikleri vardır. Sözüne ettiğiniz oranlarda bu yöntem ve tekniklerden biridir.
İlk başlangıç seviyesinde Bonsai'yi öğrenmek ve anlamak için bu oranlara bağlı kalmak ve hatta bazı önemli kurallarını öğrenmek adına sıkı bağlanarak bir kaç çalışma yapabilirsiniz. Ama şunuda söylemeden geçemeyecem; çalıştığınız malzeme endüstriyel bir malzeme değil tam tersi organik bir canlı. Bazen bu oranları ve kuralları biz uygulamak istesekte o bize kulak vermez, hatta inat eder.
Sonuç olarak kuralları iyi bilmek önemlidir, bize yardım edeceği kesindir. Ama kurallara ve oranlara uyamayacağımız zamanlar ve malzemeler olacaktır. İşte işi ustalık gerektiren kısmıda burada başlayacaktır. Onada "yaratıcılık" diyebilirsiniz.
|