Koca bir yıl bekliyorsunuz, kışın don vurmasın diye ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz, aman sulamasını uygun yapayım-besin takviyesi vereyim-fısfısla sisleme yapayım ki gönlü hoş olsun diyorsunuz.
Sonra tomurcuklar görünmeye başlıyor mini mini...
O tomurcuklara bir şey olursa diye stres içinde günler-haftalar geçiriyorsunuz, tomurcuklar daha büyüyemeden dökülüyor-tepine tepine ağlamamak için kendinizi zor tutuyorsunuz.
Büyümekte olan tomurcuğa uzun süre bakamıyorsunuz 'ya ona da bir şey olursa' diye...
Sonra o tomurcuk büyüyor ve bir akşam vakti usulca güzelliğini sergilemeye, muhteşem kokusunu duyurmaya başlıyor.
Sanki onca sıkıntıyı siz yaşamamışsınız, dünya güllük gülistanlıkmış, dünyadaki en mutlu insan sizmişsiniz, hayatınızın en güzel ve ferah nefesini alıyormuşsunuz gibi bir rahatlama-bir mutluluk-bir huzur sarıp sarmalıyor sizi...
Masal dünyalarına yakışır bir çiçek bu ve ömrü de bir masal kadar kısa ama öyle bir geliyor ki sanki bütün hayatınız o güzel geceymiş gibi/o güzel gece bütün hayatınız boyunca sürüyormuş gibi mutluluk dolduruyor kucağınıza.
Kokusu mu, güzelliği mi bu derece büyülüyor bilemem ama büyülü olduğundan hiç şüphem yok
