View Single Post
Eski 07-08-2015, 13:54   #3
uskudarim
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 10-06-2015
Şehir: İstanbul-Üsküdar-Çekmeköy
Mesajlar: 17
Evet sevgili dostlar bu girizgah'dan sonra nasıl bahçe aldığımı biraz daha açmak istiyorum

Dediğim gibi uzun zamandır Şile'de bir bahçe alma arayışım vardı. Fırsat bulduğumda her haftasonu şile'ye gidiyor. Yolda gördüğüm amca ve teyze'lere selam verip burada satılık yer var mı diye soruyordum. Genelde "yok" şeklinde cevap alıyor, zaman zaman 200-250 bin civarındaki benim bütçemin asla erişemeyeceği yerleri söylüyor veya Emlak'cılara yönlendiriyorlardı.

Birkaç kez emlakçılar ile görüşme fırsatım oldu. Emlakçıların elinde hep benim bütçemi aşan yerler oluyordu. Ayrıca her ne kadar sadece hobi bahçesi istiyorum desemde beni zengin olmak isteyen bir yatırımcı olarak görüyorlar. Şurası süper prim yapar, burası tam köşe, buradan parayı vurursun diye iştahımı kabartmaya çalışıyorlardı Ben kendilerine uygun fiyatlı orman kenarında sessiz bir bahçe istediğimi, zamanla işleyerek kendi çabalarımla istediğim noktaya getirmek istediğim söylesem de; ne yazıkki onların zihniyetini değiştiremedim Bana sürekli büyük bütçeli yerler gösterdiler. Bu nedenle emlakçılar ile çalışmaktan vazgeçtim.

Şile'de uygun fiyatlı arsa bulamayacağımı düşündüğümde yönümü, adapazarı, kocaeli gibi yerlere çevirip birkaç haftasonu da buralara bakmaya gittim ancak buralarda da aradığım yeri bulamadım. Şile dışındaki yerlerin büyük ölçüde yol sorunu vardı. Ben her haftasonu bahçeme gitmek istiyordum ancak eğer buralardan yer alırsam akaryakıt masrafının bana büyük bir külfet getireceğini düşünerek tekrar yönümü Şile'ye çevirdim.

Bu sırada Şile ve Ağva'daki yerler emlak'cılar tarafından 3.köprü ve karadeniz otoyolu geçecek şeklinde reklamlarla gerçek fiyatlarının 2-3 katıyla satılmaya başlandı. Hatta bazen emlakçıların elinde 15-20 tane tapu görüyor, seni şuraya buraya götürelim diyorlardı. Daha sonra anladım ki paraya sıkışan köylüden arsaları yok pahasına topluyorlar 3-4 katına kendileri satıyorlarmış. Burada da bir rant döndüğü çok açıktı benim için.

Bu arada Şile'de bazı noktaların su havzası sorunu da dikkat etmem gereken başka bir sorundu. Devlet bazı köylerin baraja giden su kaynaklarına yakın olması nedeniyle özel ilgi gösterdiğini, hiçbir yapıya izin vermediğini, hatta çardak gibi bir yer yapmak için bile çivi çaktırmadıklarını öğrendim. Hatta konuştuğum bazı köylüler belediyenin eski baba evlerini tadilata bile izin vermediklerini söylüyorlardı. Öte yandan bazıları da "keşke daha önce gelseydin, 1 ay önce şurası 15bin, burası 20bin'e satıldı şeklinde söylemleri de oluyordu. Bunları duydukça iyice üzülüyor zaman zaman ümidimi kaybediyordum. Yer satın alanlar üzerine hemen koyneynır koymuş, elektrik, su çekmiş, beton atmış olduğunu görüyordum. Hani çivi çaktırmayan devlet bunlara nasıl izin veriyor diye sorduğumda bana "adamını bulmuş heralde birisine güveniyor" diyorlardı. Bazı bahçelere o kadar şaşırıyordum ki, alan kişi arsayı aldığı fiyatın 4-5 katı sırf içine masraf ettiği çok belliydi. Nasıl yaptıklarını hala anlayabilmiş değilim

Yine bir gün işyerinde ilanlara bakarken bir ilana denk geldim. Fiyatı benim bütçemi çok aşıyordu. Arabamı mı satsam ama arabayı satarsam nasıl giderim, bu olmaz diye düşünürken bir ilanla ilgili soru sorduğum kişi bana gelip yeri görmemi eğer beğenirsem çok çok ciddi indirim yapacağını söyleyerek beni ısrarla yere bakmaya davet etti. Bende hayalimdeki indirim yapılırsa ve yer güzelse alabilirim ümidi ile yeri bakmak için iş çıkışı karanlık basmadan görmenin acelesi ile yorgun argın Şile'ye yola çıktım

Yorgunluğun etkisi ile yol gittikçe uzuyor, bir yandan da geçtiğim yerlere bakıp "bu kadar büyük alanda bana uygun hiç mi bir yer yok" diye düşünüyor "mutlaka vardır" diye kendimi teselli etmeye çalışıyordum. Tam bahçenin olduğu köye 1-2 köy kala yolda bir bariyer kurularak yolun kesildiğini gördüm. Şaşırdım bu bir şaka'mı diyerek bariyerin içinden geçtim karşıma bir jandarma komutanı çıktı. Neden yolu kestiniz dedim. İleride iski'nin TIR'ı devrildi bu yüzden bu yolu kullanamazsınız dedi. Hava kararmak üzere, acele ettiğim için de öğlenden beri hiçbirşey yememiştim. Komutana ne yapacağım diye sordum. Gideceğim yolu geri dönmemi 4-5km uzatacak şekilde başka bir köy üzerinden gidebileceğimi söyledi. Çok sinirlendim ama yapacak birşey yoktu. Geri döndüm Karabeyli köyünden içeriye girdim. Yolda gördüğüm bir amca'nın yanında durdum. Amca dedim burada satılık uygun fiyatlı bir yer var mı diye sordum. "yok" dedi bizim bu köyle bu işlere bakan bir çocuk var dedi (emlakçı) onunla görüş, o sana bulur dedi. Ben "emlakçıları sevmem amca onlar 1'e alır 10'a satar" dedim amca doğru der gibi gülümseyerek beni onayladı, bende yola devam ettim.

Bahçe'nin bulunduğu köye geldim, sora sora bahçeyi buldum. Pek beğenmedim. İyi kötü bir yer buldum fiyatını ciddi düşürürse alırmıyım acaba dedim ama kafamı toparlamak için önce bir yemek yemem lazım diyerek, umutsuzluk içinde oradan ayrıldım. Dönüşte birkaç köylüyle konuştum. Burası su havzası, bizimde ne olacağımız belli değil dedi. Üzüldüm. Başka yer biliyormusunuz diye sordum "satılık yok" dedi.

Yine geldiğim yoldan geriye döndüm. Karabeyli köyünden geçiyordum o sırada akşam ezanı okundu. Arabamı park edip aceleyle camiye gittim. O gün de kandil. Cami çıkışı cami cemaatinden birisi kandil simiti dağıtıyor. Karnım da öyle aç ki İstemeye utanıyorum. Parayla yemek yenilecek bir yer de yok. Alacak gibi oldum, dağıtan adama yöneldim ki adamın elindeki kutular bitti çaktırmadan yönümü çevirdimki adam "beyfendi" diye seslendi. Benim görmediğim 2 kutu daha varmış arabasında bir tanesini bana verdi. Teşekkür ettim kandilini kutladım. O gün eşimle birlikte dünyanın en güzel yiyeceğini yemiştik bal desem bal'dan daha tatlı, et desem et'den daha lezzetli bir kandil simit'i idi. Veren kişiden Allah razı olsun. Allah en sıkışık zamanda ona da bir çare göndersin.

Arabamı park ettiğim yerde, küçücük bir köy kahvesi vardı. Yabancı olduğum her halimden belli, kahvedekiler "bu kim, acaba bizim köyden birinin akrabası mı" der gibi bana bakıyorlardı. Benim içimden de "acaba kahvedekilere de sorsam mı?" diye geçiyor ancak o kadar çok "yok" cevabı aldım ki, tekrar o cevabı almamak için sormamayı tercih etme eğilimindeydim. %1 ihtimal vererek hadi yine yarım ağız bir sorup "yok" cevabını alıp basar giderim dedim. Kahvedekilere selam verdim burada satılık bir yer var mı dedim. Kahvedekilerden biri "var" dedi. Neresi dedim, "çok güzel bir yer düzlük" dedi. Kaç para dedim fiyatı söyledi (bütçemi biraz aşıyor ancak pazarlık yaparız diye düşündüm) Bakabilirmiyiz dedim "hava daha kararmadan bakalım" dedi. Kahveden biri bağırdı "adamı boşuna oraya götürme akşam akşam, sen orada yapamazsın arkadaşım orman içinde bir yer" dedi.

Tanımadığım bir kişi olduğu için biraz çekinmekle birlikte camiden çıkan hoca'ya da gel hocam sende fikir verir aramızı bulursun dedim. Hoca kabul etti arabaya bindik. Köyün az aşağısına gidip bir ormanın kenarına arabayı park ettik. Adam bize buradan sonra biraz yürüyeceğiz dedi, arabadan el feneri aldım. Tamam dedim. İçimde hafif bir korku olmakla birlikte cami hocasına güveniyorum bir de köy'den herkesin tanıdığı adamdan zarar gelmez heralde diye de kendimi teselli ediyorum. Hoca'da bir yandan bizi nereye götürüyorsun bu ne biçim bir yer diyor. Bu düşünceler içinde 10dk. yürüdükten sonra orman içinde dümdüz bir yere geldik. Yer güzel, fiyatı iyi ancak çok ıssız. Teşekkür edip, düşüneceğimi söyleyip hızlıca ormandan çıktık. Adamları tekrar köye bıraktım. Telefonunu aldım.

2-3 gün o arsayı düşündüm. Daha kaç defa Şile'ye gidip gelicem masraf edicem, "yok" cevabını alıcam diyordum. Oldukça sıkılmıştım. Buranın fiyatı iyi ancak çok ıssızdı, burada yapabilirmiyim diye düşünüyordum. Köylüyü aradım arsanın ada parsel numarasını istedim, verdi. İnternetten baktım. Dar uzun bir yerdi, böyle bahçelerin piyasada pek tutulmadığını biliyordum, bir kötü yanı da buydu. Aradan 1 hafta geçti yine internetten bahçe bakıyorum ancak bulamıyordum. 400-500m2 yerlere 60.00 -70.000 TL istiyorlardı. Yeniden araziye çıksam "yok" cevapları ile karşılaşacağımı düşünüp bu yeri almaya karar verdim. Sonuçta kaybedecek birşeyim yoktu. Eğer hiç yapamazsam en kötü aldığım fiyata satarım diye düşündüm.

Şükürler olsun şimdi böyle bir yerim var. Bu yeri elimden geldiği kadar şekillendirmeye çalışacağım. Şekillendirdikçe de sizinle resimlerini paylaşacağım. Katkılarınızı bekliyorum.. Selamlar


Düzenleyen uskudarim : 07-08-2015 saat 21:22
uskudarim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön