|
Hatırladıklarım:
fırından temiz odun külü alırdık, kalbura bastı için. Annem 2 tepsi tatlı yapardı. Kıymalı kol böreği yapardı gene 2 tepsi. Kapaklı büyük bir bakır kulplumuz vardı ona kıymalı biber dolması yapılır fırına arife günü sabahtan götürülürdü. Dolmayı almaya giderken tatlı ve börek tepsilerini götürürdük fırına.
Bayram namazından gelince tatlı tepsisi başına üşüşüp kalbura bastıları yemek büyük keyf verirdi.
Bu yapılanlar ilk iki gün anca idare eder, son gün elde tavuk kesecek amca geçmesini beklerdik bahçeli evin önünde. Haşlanan tavuk kızartılır, yapılan pilavın üzerine oturtularak masaya ortaya konurdu. Suyuna da çorba tabii. Katık olsun ki pilav tavuk yetsin herkese...
Ben 60 sene önceye gittim, o günün şartlarında bu menüyü bayramlar dışında bir arada görmek pek mümkün olmazdı.
|