Madem balkondan bir örnekle başladım, mecburen balkonda yaşayan ve aynı zamanda evimize en son katılan fertlerden olan hanımelimle devam edeyim.
Eşim tabiri caizse, hanımeli kokusuna aşık olduğu için hanımeli yetiştirme denemelerine başladım. Şansımıza yaşadığımız bölgede öyle çok hanımeli var ki ilk iş komşulardan birinin kapısını çaldık el ele, hanımeli çeliği istemek için
Neyse ki pek paylaşımcı bir komşuya rast geldik de bir kucak hanımeli çeliğimiz oldu.
Ancak aylarca gözlerinin içine bakmama rağmen hiçbirini köklendiremedim, beceriksizlik işte…
Aynı komşumun hanımelisinin üstü tohum doluydu ve çelikleri aldığımız gün birkaç da tohum almış ve çimlendirme çalışmalarına da başlamıştım. Tam köklenmeyen çelikler yüzünden hüsrana uğrayacakken, işte o tohumlar çimlenmeye başladı
Hanımelilerin çiçeklenme dönemi de gelmek üzereydi ama benim elimdeki mini mini hanımeliciklerin bu dönemde çiçek açması (doğal olarak) söz konusu değildi.
Eşimin burun keyfi için evimize epey uzak bir fidanlıktan kocaman bir hanımeli aldım, üstü tomurcuk doluydu, kan ter içinde eve getirip balkona yerleştirdim.
Kocaman bir saksıya ve güzel bir toprak karışımına özene bezene yerleştirdim ama bizim balkonun rüzgarından peş peşe tokatları yiyince bütün tomurcuklu dalları soldu, neredeyse tamamen kurudu.
Çaresiz bütün dallarını budadım, sadece odunsu gövdesiyle kalakaldı ama birkaç gün içinde kendine geldi ve yeni filizler sürmeye başladı, bol bol da tomurcuklandı, çiçeklendi…
Şimdi ise çiçekleri geçti, yeniden tomurcuklanır mı bilmiyorum ama dallarımız çiçeksiz kaldı.
Bu arkadaş ise tohumdan yetişen hanımeliciğimin son durumu, sadece 4 aylık ama epey boylandı. Öyle ki kadraja sığdıramadım, kısmetse seneye çiçekleneceğiz
Şimdilik pencere önünde ikamet ediyor...