[maviufuklar]

İsmail Bey, kül ve kireç kullanımı konusunda öneriniz doğru. Hatta Adana'nın suları kireçli olduğu için hiç kireç kullanmamam gerektiği de söylendi.
Karton kutuların plastik kutulardan havayı daha çok geçirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Mesela plastik pencereler dışarı ile içeriyi tamamen birbirinden izole etmekte; soğuk, sıcak, toz, hatta kısmen sesi bile geçirmemektedir. İçeriye yağmur suyu, gürültü, toz vs girmesini engellediği için tercih edilse bile sağlıklı olmadığı, ahşap pencerelerin kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Mukavvadan bir pencere varsaydığımızda ise geçirgenliğinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Mukavva saksılarımın dibindeki delikler ise plastik saksılardaki deliklerden çok daha fazla. Aslında mantar yetiştiriciliği kursu vs olduğu gibi buğday çimi yetiştiriciliği kursu da açılsa, hatta kitap vs yazılsa çok iyi olur. Ama öte yandan burada olduğu gibi soru-cevap, deneme-yanılma ile de epeyce tecrübe kazanılıyor. Bu işe hobi olarak da bakıyorum. Toprakla uğraşmak terapidir. Öğrencilerime bahçıvanlık kursu veren Ziraat mühendisi Sibel Hanım aynı zamanda, Adana Ruh Sağlığı Hastanesinin bahçesinde hastanede yatanlara da bahçıvanlık kursu veriyordu. Yani hem psikolojik, hem biyolojik sağlık için buğday çimli günler diliyorum herkese. Hatta sosyal yönden de faydalı. Buğday çimlerimi Türkiye'nin her yerinden insanlara yolluyor, uzun süre telefon görüşmeleriyle fikir alış verişi yapıyor, bende onlardan bir şeyler öğreniyorum. Genelde kanser hastası ve yakınları ile tanışıyorum, sonra onlarla sosyal medyada arkadaş oluyoruz. Görüş ve önerilerinizden dolayı teşekkürler...Herkese sağlıklı günler dilerim.