View Single Post
Eski 08-11-2013, 13:13   #18
leventali
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Tüm arkadaşların kalemine sağlık. Yeter ki eleştiri de, öneri de rencide sınırında olsun. Yoksa konu hakkında bilgisi olmayan buraya yazmasın demiyorum ki örneğin 3 aylık bilgiyle benim bilgim belki de forumda en az olandır.

Ama benim bildiğim şeylerde var ve bildiğimden emin olduğum şeylerde.

Örneğin Levent Ali Keten, "Kardeşim bu %100 organiktir ya da Bu %100 şöyledir, böyledir", diyebilir. Kimdir Levent Ali Keten? Yazılımcı. Yani toplumda bir birey. Bilimsel bir hükmü yoktur. Olsa olsa bilimde yüzde kavramlarını öğrenememiş biridir deyip geçersiniz.

Örneğin iktidar partisinin millet vekillerinden birisi çıkıp " Şu ülkeye savaş açmalıyız!" gibi saçma bir cümle kurabilir. Gerek parti içinde gerek, ülke içinde ciddiye alınmasa da üzerine gidilir biraz. Dünyada yaratacağı etkisi, siyasi, politik anlamda, bir hiçtir.

Ama bir dış işleri bakanı bırakın bu cümleyi, bu cümleyi çağrıştıracak bir kelime dahi kullansa, ülkenin büyüklüğüne göre, dünya siyasetini, politikasını ve alt dallarını harekete geçirir.

Daha öncede yazmıştım. Şems'e sormuşlar "En iyi Neyi bilirsin?",diye "Haddimi", diye cevaplamış. Çünkü o artık Şems. Yani ağzından çıkacak her kelimenin insanlar üzerinde yaratacağı etkinin farkında.

Eğer bir Üniversite bu kadar güzel bir çalışmanın sonuçlarını açıklarken, %100 ifadeli kelimeler kullanabiliyorsa bu üniversitenin yaptığı hiç bir çalışma dünyada "Bilim Adına", dikkate alınmayacaktır. Zira bilimsel çalışmalarda, cümlelerde böyle bir oran yoktur. Bu haddini aşmaktır. Beni ciddiye almayın demektir.

Yoksa Levent Ali Keten olarak üniversiteye kafa tutacak fersah fersah bilgim de yoktur. Ona rağmen (Dünyayı benim döndürdüğümü sandığım yaşlarım hariç) hiç bir zaman böyle oranları kullanmadım.

Üniversite mükemmel ötesi bir sera kurmuş, mükemmel ötesi çalışmalar yapmış, zaman harcamış, mükemmel ötesi bunu insanlarımıza duyuruyor. Tüm bu mükemmeliğin bir kelimeyle yok olmasınadır benim isyanım. Levent Ali Keten istediği cümleyi kurabilme özgürlüğüne sahiptir. Zira sade bir bireydir. Dikkate alırsınız almazsınız. Ama Üniversite diyorsak, bilim diyorsak, bilim adamı diyorsak işte o zaman iş değişir Sayın Tezel.

Üniversite yıllarımda dizgi atölyem vardı. Ankara Ulus Çocuk Esirgeme Kurumu karşısında. Küçük bir büro. O zamanlar bilgisayar bu kadar yaygın değildi. Haliyle kalemle, daktiloyla, kesip yapıştırmayla yapılan tezleri (öğrenci, doktora vs.), üniversite öğretmenlerinin kitaplarını 4-5 yıl boyunca bilgisayar ortamında dizdim. On parmak yazarken iki gözünüz sadece okur. Öyle farklı konularda öyle araştırmalar, öyle tezler, öyle kitaplar okudum ki o 4-5 yıllık dönemde anlatamam. Elbette bana öğrettiği binlerce şey oldu. Ama bu araştırmaları yapanların titizliğinden (büyük çoğunluğunun) öğrendiğim yegane şey, bilimsel araştırmaların, makalelerin sonuçlarını hoyratça kelimelere dökemeyeceğiniz.

Sayın Ankafar'ın yazıları ve vermiş olduğu linkler, bilgiler burayı ayrı bir renklendirdi. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum. Konu hakkındaki bilgisini ezmeden kullanma gayretine de.

Konunun topraklı, topraksız tartışması gibi algılanmaması gerek. Konu bitkinin kimyasalı doğal yollarla mı, dışarıdan müdaheleyle mi alıp vermesidir.

Burayı yazmadan izleyen arkadaşların da kafasına onlarca soru takılmaması adına, "Kanser yapar, yapıyor" gibi çok tehlikeli kelimelerin özenle kullanmasını tavsiye ederim. Çünkü yine bilimsel çalışmalar sonuçlarını açıklarken (kanser hakkında) şöyle bitirirler: "Dünyada 6-7 milyar insan var. Tüm bunların bilgileri net olarak bilinemediğinden ve böyle bir imkan olmadığından, yapılan araştırmalar sonucunda çıkan yüzdeler bunu gösteriyor", derler. O yüzden her çalışma önemlidir ama net değildir.

Yapılan tüm araştırmalar kalp hastalarına 70-80 yıldır yumurtayı bu ve benzeri hastalara yasaklarken, yine aynı bilimsel araştırmayı yapanlar üç-beş yıldır yumartanın insan hayatının hiç bir döneminde bedeninden eksik etmemesi gerektiğini buldular. Yumurta yemeyinden, yumurta yiyine geçtik.

Altını çize çize söylüyorum. Bu konudaki bilgim okuduğum makalelerden ibaret. Zaman geçse de böyle bir sonuca ulaştırabilecek labaratuvar çalışmasını yapamayacağım için de bundan öte gitmeyecek. Korkarım bu sadece benim için de geçerli değil. Ha denilse bile böyle bir çalışmanın, insan üzerine olası etkilerinin araştırılması onlarca yıla tekabül edecektir.

Topraklı, topraksız, organik... Her birinin bir birine oranla üstünlükleri, avantajları ve dezavantajları olduğu sürece bu tartışma bırakın burada, bilimsel çalışmalar anlamında da hiç bitmeyecektir.

Ama beni tedirgin eden şey, Türkiye'nin tam da bu konuda araştırmalar yapmaya, hatta bunu uygulamaya geçirmeye yeltendiği zamanlarda bu tartışmaların alevlenmesi. Sadece burada, bu forumda değil sosyal medyada bile. Türk tarımının içler acısı durumunu düzeltebilmeye adım olarak gördüğüm bu konunun insanları tedirgin edebilecek düzeyde tartışmaların içine çekilmesinde.

Kimya, yanlış uygulamaların sonucunda kötü sonuçlar doğurur. Doğru uygulamaların yıllardır hayat kurtardığını biliyoruz.

Tartışmaları bu boyutta yaparsak, burayı okuyan duyarlı insanlarında kafasını karıştırmamış oluruz.

Duygularım, düşüncelerim, ön sezilerim bu işin yapılabilirliği yanında. Ve kısa zamanda bunu onlarca tarımla uğraşan kişilere anlattım. Bu serada ticari bir beklentimin olmayacağını m2 sinden bile anlarsınız. Eğer ben evin damında bunu yapabiliyorsam, sizde yapabilirsiniz diye görücüye çıkarmamın nedeni, Türkiye'deki tarım açmazına bir nebze katkımın olabilmesini düşünmemden dolayıdır.

Hassas arkadaşların da düşüncelerinin sadece ticari olmadığı inancındayım.

Konuyu çok dallandırıp budaklandırmamak adına aslında herkesin altına imzasını atacağı ve bir başlıkta toplanması gereken, tartışma boyutunda değil, bir metin hazırlayıp, bu metnin doğruluğunu bilimsel kuruluşlara da imzalatıp, insanların kafalarını karıştırmamak adına yayımlanması gerekiyor.

Zira bu konu Türk tarımını yakından ilgilendiren bir konu.

Eğer izniniz olursa bu tartışmanın daha da uzamasını istemiyorum. Burada sizlerden, yetiştirmeye çabaladığım ürünlerle ve sistemle olan eksiklerimi, önerilerinizi, eleştirilerinizi bekliyorum.


Ayrıca Kudret Bey'den de, konuya olan hassasiyetinden ötürü kaleminin kaydığını düşünüyorum, "Amatörler ve Cahiller" konusunu düzeltmesini istirham ediyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön