View Single Post
Eski 07-11-2013, 01:33   #2
leventali
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Merhaba Sayın Vetman996

Öncelikle söylemeliyim ki, endişelerinizin tamamına katılıyorum. Bu konuda aşırı bir bilgim yok. Araştırmam da yok. Ama görünen bir şey var ki rakamlar. Bu rakamlar öyle böyle rakamlar da değil. Avrupa'nın, ABD'nin yüzde 90'ların üzerinde topraksız tarımı yapıyor olmaları. Buna rağmen içimi kemiren bir kuşku yok mu? Var!

Kendi çapımda yaptığım araştırmalar gösteriyor ki, bu iş amatörlerin işi değil. Zira bu hazırlanan besin eriyiklerindeki maddelerin bir çoğu masum değil. Hatta kimisi ürkütücü bile. O yüzden çok ciddi bir labaratuvar ortamında, ciddi kontroller yapılabilen bir yapıda bu endişelerimizin giderilebileceğine inanıyorum. Zira aldığımız en basit ağrı kesiciler de bile, hatta çocuklarda kullandığımız ateş düşürücülerin prospektüsünü okusanız vermezsiniz bile, insan bedenine zararlı onlarca madde mevcut.

Ve topraklı tarımdaki toprağın elimine etkisi: Topraklı tarımda kullanılan kimyasalları, zehirli ilaçları bildikçe ve Çukurova gibi çalıyı dikseniz ağaç olan yapının artık ekin kaldıramaz hale geldiğini görünce ve topraksız tarımla mukayese edince şunları söylemek geliyor içimden:

Topraklı ya da topraksız fark etmeksizin bilinç ve de Allah korkusu.

Sizi ve kendimi bir parça rahatlatmak adına marulların hasadından önce bir tanesini mutlaka laboratuvara göndereceğim. Aslında bunu daha sonra paylaşmak istiyordum ama madem yeri geldi söyleyelim. Sonuçlarını da burada yayınlayacağım ki bu konuda gerçekten çok bilgili üye arkadaşlarımız var ve bu konu tartışılmalı.

Bu konu sadece sizi ya da beni de düşündürmüyor. Dünyada bunun geniş tartışmaları yapılmış ve hala yapılıyor. Organik tarım için de aynı tartışmalar yapılıyor. Zira bunca hava kirliliğinde ne derece organik olabiliriz? Günde üç kez arabalarla ilaçlanan mahallede organik tarım yapabilir miyiz?

Buraya yazdıklarımdan topraksız tarımı savunuyor gibi bir durum çıkmasın. Çünkü bırakın topraksızını, topraklı bir tarım tecrübem bile olmadı. Yazım baki kalacak. Takriben 1 yıl sürecek çalışmalarımı bu başlıkta paylaşacağım. Topraksız tarımda böyle bir sakıncayı görürsem de bunu da yazarım. Zira bu işi ticari olarak yapmayı, en azından şimdilik, düşünmüyorum.

Ama şunu bir, iki ayda çok iyi anladım ki topraksız tarım amatör işi değildir. Çünkü amatörce başladığım bu işte ki halen amatörce devam ediyorum, edindiğim tecrübeler bu işin öyle anlatıldığı kadar kolay olmadığı, en az topraklı tarım kadar uğraştırıcı, zahmetli olduğu ve hatta ondan daha fazla insanı yorduğu bir gerçek. Çünkü birçok teknik bilgi istediği gibi çok da aşina olamayacağımız konularda (kimya, biyoloji vs.) da bilgi sahibi olmamızı gerektiriyor. Topraklı tarıma nazaran bir o kadar da bütçe istiyor. Yani hep istiyor. 10 kilo domatesi 1 milyara yiyorsunuz. Çünkü bir sürü elektronik ıvır zıvır almak zorundasınız.

Yani teoride amatörce de yapılabilir görünse de pratikte öyle olmuyor.

Bitki hastalıklarıyla ilgili bir araştırma yapıyordum. Tarım bakanlığının pdf dosyası çıktı önüme. Şu hastalıkta şu ilaç verilir diye bir tablo yapmışlar. Tablonun dipnotunda şöyle yazıyordu:

Kırmızı işaretliler AB ülkelerine ihraç ediyorsanız kullanılmamalı
Mavi işaretliler ABD'ye ihraç ediyorsanız kullanılmamalı
Sarı işaretliler Rusya'ya ihraç ediyorsanız kullanılmamalı

(Renklerin sırasından emin değilim)

Şimdi bu yazı Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tarım Bakanlığı'nda kullanılıyorsa internet sayfasında vah benim ülkemin insanlarının haline. Demek ki daha neleri neleri yiyoruz? Yani koskoca bakanlık diyor ki, "Ey Türk Milleti. Bak sen bu üç ülkenin insanından daha değersizsin."...

Devlet eliyle millet zehirlenir mi arkadaş. Konu çok saptı ama bu yazıyı okuyunca kendimi çok kötü hissettim.

Konu sapmadan Sayın Vetman, inanın bende endişeliyim. Bu endişeyi gidermenin de tek yolu, hasattan önce bir kaç ürünü laboratuvara göndermek.

Şu gerçeğin altını da ısrarla çizmek istiyorum. İstiyorum ki, bu işe heveslenmiş arkadaşların hevesini kırmamak adına. Tarımla uğraşın. Topraklı ya da topraksız. Yer, mekan sorununuz varsa topraksız yoksa topraklı ama uğraşın.

Sayın Vetman,Uyarınız, öneriniz ve ilginiz için ayrıca teşekkür ederim. Bir hususun da ayrıca sizin vesileniz aracılığıyla altını çizmek istiyorum. Ben, okumuş, araştırmacı, ilmi, bilmi, fenni seven, okuduğunu anlayan birisi olarak artık tvlerdeki boy gösteren profesörlerin hangisine inanacağımı şaşırmış durumdayım. İnanın bana artık hiç birinin söylediğine inanmıyorum.

İnandığım tek şey var. Bedenimin sesini dinliyorum. Canım şeker istiyorsa yiyor, tuz istiyorsa yiyorum. İstemediğinde aklıma bile gelmiyor. Acıktığım zaman yiyorum ve canım ne isterse. Susazdığım zaman su içiyorum.

Şeker yeme diyene de tuz kullanma diyene de günde şu kadar su tüketeceksiniz diyene de inanmıyorum zira hep bir birlerini yalanlayıp duruyorlar.

Hz. Muhammed'e sormuşlar:
- bir hususu Allah'ın emredip emretmediğini nasıl anlayacağız?
Hz. Muhammed:
- İnsan aklına uymayan hiç bir şeyi Allah emretmemiştir.

Son cümlenizdeki önerinize gelince. Neden olmasın efendim, zevkle. Siz önerin, yardımcı olun bir bölümü de ona ayıralım. Onu da öğrenelim. Zaten laboratuvardan olumsuz bir sonuç çıkarsa döneceğimiz nokta orası olacağından, bir ucundan başlamış oluruz.


Düzenleyen leventali : 07-11-2013 saat 01:40 Neden: cümle düşüklüğü
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön