View Single Post
Eski 04-11-2013, 02:05   #18
s.serdar
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Sayın İsmail Karagülle.

Biraz konuyu geliştirmek, biraz da karşı görüşlerimi belirtmek için izin verirseniz, yazınızdan alıntılar ile kişisel görüşlerimi açıklamak isterim.

Saygılarımla.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi İsmail Karagülle Mesajı Göster

Köylerde nüfusun azalması köylünün değil yönetenlerin uyguladıkları politikalar yüzündendir.

Köylerde araziler deden kalma ve hisseli , siz deden kalam köyüme gidip ev yapacağım deseniz , hissenize onlarca dönüm pay düşse dahi ev yapamıyorsunuz . Kaçak falan yaptınız elektirik alamıyorsunuz.
Miras hukukunu belirleyen Medeni Kanunumz o dönemin en yenisi ve en sonuncusu sayılan ve 1907 yılında yayınlanan İsviçre Medeni kanunundan alınmıştır. İngiltere de dahil tüm kara Avrupa ülkeleri hukuklarından derlenen İsviçre Medeni kanundan alıntılanan Türk Medeni Kanunu 1926 yılında yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, 1960 ların ortalarına kadar köylerde ciddi bir nüfus azalması olmamıştır.

1970 lerde başlayan küreselleşme ve globalleşmenin olduğu kadar, tarım dışı sektrörlerin (Sanayileşme, hizmet, bankacılık, finans, turizm vs.) gelişmesinin yanı sıra, yaşanan terör, kan davası, ağalık rejimi ile ulaşım ve haberleşme olanaklarının gelişmesi ile ısınma maliyetlerinin artması gibi faktörlere dayalı olarak köy nüfusu ciddi şekilde azalmaya başlamıştır. 1927-2001 arası aynı medeni kanun geçerli olduğu halde, durumu genelde yönetenlerin uyguladıkları politikalara dayandırmayı pek anlamlı bulamıyorum. Miras bırakan yani muris sağlığında terekesi üzerinde gerekli düzenlemeyi yapmıyor ve ihmal ediyor ise ve vefatından sonra bir araya gelemeyen mirascılar bırakıyor ise suçu kimde aramak gerekir.


Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi İsmail Karagülle Mesajı Göster
Ev yaptınız tarım yapmak isteseniz hissedarlardan muvafakat almanız lazım . Nereden bulacaksınız hissedarlar kentlerde kaybolmuş bulamazsınız .

Tek çare izale-i şuyu ,yani arazinin bölünemezliğine hüküm kurdurup satılıp parasının bölüşülmesi.

O zaman da dışarıdanbirilerinin ihaleye girip fiatı yükseltmesi neticesinde dede yadigarı arazinin elden çıkması ve memkeketten tamamen kopmanız anlamına gelir ki kolay kolay her bayiğit bu işe girişemez.

Tarım arazileri büyük şirketlere peşkeş çekilecek ve o köyün sahipleri de sonunda ya kentlere göç etmek veya sonunda dede toprağındfa ırgat olmak zorunda kalacak .
Mirasçılar olarak çoçuklar bir araya gelmiyor veya gelemiyorsa suçu yönetenlerde bulmak da bana pek tutarlı gelmediği gibi köy içinde sürekli oturanlarca yapılacak konut , tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar için inşaat ve yapı kullanma izni aranmadığından, kaçak inşaata yönelmenin nedenini ve buna bağlı olarak elektrik bağlatma sorunla karşılaşılıyor olmasını pek çözemedim.

Bildiğim kadarı ile ABD ve AB de, tarımla uğraşan nüfus oranı Türkiye’nin kat ve kat altında olduğu halde kimse bundan şikayetçi olmadığı gibi tarımla uğraşanların sayısının azalmasını olumlu bir gelişme olarak görülüyor.

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön