View Single Post
Eski 24-07-2013, 22:40   #38
loveforlife
Ağaç Dostu
 
loveforlife's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-05-2012
Şehir: BURSA
Mesajlar: 3,079
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Jezebel Mesajı Göster
Bir de o tırtılları beslemek için bir dut bahçesi lazım gelir.
Duyduğum kadarıyla öyle hızlı ve sesli besleniyorlarmış ki duymak mümkünmüş.
Ben sesi duymadım , merak ettim gerçekten kıtırtı sesi çıkıyor mu ?

Annem ahşap bir köy evinde büyümüş. Her yıl böcek bakarlarmış onlar da, pek çok köy evinde yapıldığı gibi. Çocukluğundan kalan hayal meyal anılarıyla anlattı, ben de size aktarayım...

Benim anılarımda da rahmetli büyükkannem sayesinde önemli yer etmiş olan ahşap evin üst katında bakılırmış böcekler. Kozabirlik o zamanlar da varmış. Yazılırlarmış tohum almak için. Annemin Balkan Harbi gazilerinden olan Rahmetli dedesi gider tohumları alır gelir ve tatlı bir telaş sararmış ev halkını. Evin üst katı tamamen böceklere tahsis edilirmiş. Alınan bir paket tohum bütün üst katı ipek böceğiyle doldurmaya yetermiş. Bütün eşyalar toplanır yerlere böcek kağıdı denen kağıtlar serilirmiş. Bu kağıtlar, şimdilerde zaman zaman paket yapmakta kullanılan büyük tabakalar halindeki samanlı kağıtlara benziyormuş. Kerevet adı veriler bir tür raflar varmış. Bu rafların üzerine de kağıtlar yayılırmış.

Alınan tohumlar kağıt yayılmış bir kalburun içine yayılır, üzerine de gazlı beze benzer bir bey yayılırmış. Birkaç gün içinde gözle zor görülecek boyuttaki böcekçikler bezin deliklerinden üste çıkarmış. O zaman birer bütün dut yaprağı bırakılarak onların üzerine çıkmaları sağlanır ve kerevetlerin üzerindeki kağıtlara birbirinden ayrı olarak bu yapraklar yerleştirilirmiş. Taze dut yaprakları kıyılarak üzerlerine yayılırmış. Yavaş yavaş büyümeye başlarmış ufaklıklar. büyüdükçe yerken çıkardıkları kıtırtılar da çoğalırmış. Hep taze yaprak isterlermiş. Her gün dut budanırmış onlar için. Yapraklar günün serin saatlerinde toplanmalı, tozlu, çamurlu, kızışmış, kurumuş, yanık, sert, ıslak ve uç yapraklar beslemede kullanılmamalıymış. Yapraklar ilk üç yaşta kıyılarak, 4. yaşta yaprak veya filiz, 5. yaşta dal şeklinde veriliyormuş. İpekböceklerini hastalıklardan korumak amacıyla uykularında ve 5. yaştaki sönmüş toz kireç uygulaması yapılıyormuş. Bu yaş dediğimiz olay aslında büyüme süreci böceklerin. Düzenli olarak uykuya yatarlar ve gömlek değiştirirlermiş. Annem ayakta uyuduklarını ve çok sevimli bir manzara olduğunu söylüyor. Büyüdükçe yeni yerlerine alınıp seyreltilmeleri gerekiyormuş. Bunu yaparken altları da sürekli temizleniyor ve yeni böcek kağıtları konuluyormuş. Bu arada ısı da çok önemli oluyormuş. Eğer hava biraz soğusa ölür ve suya dönüşürlermiş. O da çok kötü bir koku yaratırmış. Yine zaman zaman hasta olan, sararan tırtıllar da olurmuş ki; onları maşayla ayırıp uzaklaştırırlarmış.

Sonunda askı zamanı gelirmiş. Meşelerden askılıklar keserlermiş. O dallara çıkıp örerlermiş kozalarını ipek böceklerini. Yaklaşık 10 günde hasatlık olurmuş kozalar...

Yaklaşık 1.5 aylık bir sürede gerçekleşirmiş tüm bunlar...

Bunca emeğin sonunda, bir kozadan 1200 metre ipek ipliği elde edildiğini biliyor musunuz?


Düzenleyen loveforlife : 25-07-2013 saat 06:20
loveforlife Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön