Kumkuatlarım çimleniyor. Ne bereketli meyvelermiş. Eğer saksıdaki sekiz fidana bakarken "Ben beş tohum ekmemiş miydim?" diye şaşırıyorsam artık bir defter alıp not tutma zamanı gelmiştir.
Filizlerden biri farkettiğiniz üzere beyaz. Yanındaki eğik duran filiz yeni çıkarken elmalar için kullandığım mantar ilacından etkilenip öyle boynu bükük durdu. Öleceğini zannederken aynı tohum öyle bir hızla yeni sürgün verdi ki gördüğünüz boya ulaşmasına rağmen alttan henüz yeşeriyor.
Bu, sözde mantar ilacına gelirsek. Bitki yetiştirmeye yeni başlayan her üye gibi forum sayfalarını karıştırırken benim de yolum Sayın Mine Pakkaner başta olmak üzere uzmanların görüşlerini sunduğu "Ev Yapımı İlaçlar" başlığına düştü. Yalnızca, buradan aldığım dersi yeni başlayan insanlara aktarıp orada bırakacağım.
Sözü edilen başlığı gezerken bir noktada aklınıza "Yahu, bu ilaçlar hep bir-iki malzeme sulandırılıp yapılıyor, hep bir şeye etkili; ben hepsinden az alıp bir araya koyayım, ne varsa temizlesin." diye düşünebilirsiniz-ki ben düşündüm demiyorum. Durun! Bu tarz düşünme; siyah çay, kırmızı biber, kahve, tütün ve nanenin suda kaynatılıp, soğuyup süzüldükten sonra içine bulaşık sabunu ve alkol eklenip bolca sulandırılarak bir sprey şişesine doldurulmasıyla sonuçlanabilir ki; bu da tohumundan yeni çıkmış kayısı ve kirazınıza ve elmalarınızın yapraklarına mal olabilir-ki ben öyle oldu demiyorum. Onlar hala hayatta; sadece uyuyorlar-Depresyonun birinci aşaması.
Utanç içerisindeyim. Bu karışım nar, kurtbağrı, köpük çalısı ve çınarları hiç etkilemezken, diğer kayısı fidesinin yalnızca en üstteki yeni yapraklarını etkiledi. At kestanesinin damar çevrelerinde kahverelengileşme görüldüyse de yapraklar sağlam kaldı. Elmaların ise özellikle bir tanesi ilacın etkisini neredeyse hiç hissetmezken, diğerlerinde noktasal başlayan kurumalar zamanla bölgesele dönüşerek yaklaşık bir haftada aktivitesini tamamladı. Yapraklar halen duruyor yalnızca bazı kısımları kahverengi.
Mesajı iç karartıcı hale getirmeden, güzelliklerle devam ediyorum. Sayın Kelebek'in sayfasından çok kıskanıp aldığım Kolyoz'um. İki liraydı. Bundan uzundu aslında, yastık şekli elde etmek istediğimden budadım. Parçaları köklendirmeye çalışıyorum. Bir kısmı içeride, suda.
Burada da üçüncü baharını yaşayan at kestanesi, yeni yapraklarıyla çok tatlı.