View Single Post
Eski 20-05-2013, 20:48   #125
Serpent
Ağaç Dostu
 
Serpent's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 236
Sevgili Arkadaşlar,

Bu yazım bu foruma yazacağım son yazım. Üyeliğimi iptal etmeyeceğim. Ara sıra özel mesaj var mı diye bakarım. Gerekenlere cevap yazabilirim.

Aslında bu mesajı çok daha önce yazmak istiyordum, işlerimin yoğunluğu nedeniyle ancak vakit bulabildim.

Aslında bu forumdaki eğitim seviyesi diğer forumlarda gördüğümden kat be kat yüksek. Ancak benim yıldızım forum yönetimiyle barışmadı gitti. Nedense tartışmalı konularda hemen her yazdığım tepkiyle karşılandı. Aykırı görüşlere pek hoşgörü gösterilmiyor gibi bir durum ortaya çıktı.

En son HES konusunda yazdıklarımın başına gelenlerden sonra iyi niyet ile konu başlığına da uygun bir şekilde “Ülkemizin Çevresel Öncelikleri Neler Olmalıdır?” başlıklı bir yazı asmıştım. Amacım öncelikler içinde su kirliliğinin en önemli olduğu vurgulamaktı. Bu yazım sadece forum yöneticileri ve benden başka kimsenin göremeyeceği “Kişisel Alana” taşındı. Sebebini sorduğumda çoklu tartışmaya sebep olabileceği, dolayısıyla sadece su kirliliğinden bahseden bir yazı şeklinde yeniden düzenlemem gerektiği bildirildi.

Tabii ki kirlenmeler içinde sadece su kirliliğinden bahsedip, bu kirlenmenin diğerlerinden daha önemli olduğu nasıl anlatılabilir bilmiyorum. O nedenle yeni bir yazı yazmadım. Bir benzetme yapmak gerekirse “Sebze Fidesi Yetiştirilmesi” konusunda hangi sebzeden bahsedildiğinin belirtilmemesi yüzünden konunun kaldırılması gibi bir durumla karşı karşıyayım.

Herneyse, bu konuyu daha fazla uzatmadan HES lerle ilgili olarak yapmaya söz verdiğim açıklamalara gelmek istiyorum:

İlk ele alacağım yazı Artvin Üniversitesi Orman Fakültesinden bir kısım insanların hazırladığı rapor.

Bu yazı kesinlikle bilimsel bir yazı değil ve olsa olsa bir gazete tefrikası olabilir. O kadar ki, bir lise mezununun anlayabileceği dereye salınacak su miktarı ve türbinlenebilecek su miktarıyla ilgili olan Yönetmeliği bile anlayamamışlar.

Yazının ana ruhu biz HES lere karşıyız diye bağırıyor. Kilometrelerce yol yapılıyormuş. Ama tekniğine uygun yapılmıyormuş gibi bir sürü ifade. Sanki tekniğine uygun yapılsa itiraz etmeyecek.

Şehirler arası seyahat yapıyor musunuz sevgili arkadaşlar? Hafif dağlık bölgelerden geçen karayollarına hiç alıcı gözle baktınız mı? O yollar yapılırken kesilen ağaçları, yerinden oynatılan toprakları ve kayaları hiç dikkate aldınız mı? Arabanızla kaymak gibi asfaltın üzerinde mis gibi gidiyorsunuz. Sizin bu konforlu seyahatiniz için yapılan doğa tahribatı hiç vicdanınızı sızlatmıyor mu?

Burada iddia ediyorum. Aynı arazide sadece ve sadece 1 km yapılacak bir duble yolun (Dikkat edin otoyol değil) gerektirdiği kazı ve dolgu ile yaklaşık 50 km HES ulaşım yolu yapılır. Benim bu tahminimin en alt seviyeden yapıldığını da ekliyeyim. Muhtemelen 100 km HES ulaşım yolu yapılabilir.

Özetle Orman Fakültesinin yazısı hiçbir somut bilgi vermeyen bir rapor.

İkinci olarak ele alacağım yazı EMO’nun yaptığı teknik gezi raporu. Aman Allahım! Bu rapor Internette ne kadar çok yerde geçiyor. Yakın zamana kadar EMO’nun resmi politikası ülkemizin yeni elektrik kaynaklarına ihtiyacı olmadığı yönündeydi. Şimdi HES lere karşı çıkma durumuna girmişler.

Yazılanların içinde doğru olabilecek hususlar olabilir. Ancak raporun esası laf-ı güzaftan öteye geçmiyor. Bir tanesine bayağı takıldım. Raporu yazanlar Çin yapımı bilgisayarın tuşlarına basarak Çin yapımı modemden bu raporu yollayarak, Çin yapımı Elektro-Mekanik teçhizatı kötülüyorlar. Hele hele Hindistan teçhizatını Çin teçhizatına yeğlemeleri bende şok etkisi yarattı.

Ülkemizde şu aralar en çok aranan uzmanlık alanlarından birisi HES Elekto-Mekanik donanım uzmanlığıdır. Bu işi eğer layıkıyla biliyorlarsa hariçten gazel okuyacaklarına HES yatırımcılarına yardımcı olsunlar.

Beni en çok etkileyen iddialardan birisi ülkemizin HES çöplüğü olacağıyla ilgiliydi. Sanki açıyorsun telefonu Çinli imalatçıya ve bana oradan 10 MW bir türbin yolla diyorsun ve o da seneye kalmadan hurdaya çıkıyor. Belli ki Elekro-Mekanik donanım şartnamesi nedir, nasıl firma seçilir hiç bilgileri yok. Eğer varsa, bu yazdıklarını kasıtlı olarak yazıyorlar.

Daha önce bu konuya yazdıklarımla ilgili soruları olanlar ve açıklama isteyenler için hazır olduğumu ve içtenlikle cevaplayacağımı bildirmiştim. Ancak bak falanca ne diyor, filanca ne diyor yazılarını kaale almayacağımı söylemiş ve o yazıları kendiniz okuyup özümsedikten sonra benim dediklerime bir cevap yazmak istiyorsanız yazınız demiştim.

Hepsinden önemlisi, ülkemizin elektrik enerjisine olan ihtiyacını, kişi başı kullanılan elektriği ve diğer gelişmiş ülkelerdeki durumu karşılaştırmalı olarak araştırmanızı rica etmiştim. Eğer elektriğe ihtiyacımız aratarak devam edecekse bu ihtiyacın nasıl karşılanacağını da düşünmenizi istemiştim. Bana cevap yetiştirmek daha önemli olduğu için bu konulara kimsenin kafa yormadığı anlaşılıyor.

Benim niyetim de insanları yorulmak istemedikleri konularda yormak olmadığı için, bu son mesajımı yazıyorum. Dikkat edilirse bu mesajım hiç kimseyi doğrudan muhattap almıyor. Dolayısıyla doğrudan benim kişiliğime ve düşünce yapıma yönelik kışkırtıcı mesajlar olmazsa artık bu forumda bir daha yazmayacağım.


Sevgi ve saygılarımla..

P.S. Forum yönetiminden son bir ricam var. Yukarıdaki yazımı lütfen silmeyiniz ve başka yere taşımayınız. Şimdiden teşekkürlerimle. Benden kurtulurken bu son ricamı gözardı etmezsiniz diye umuyorum.

Serpent Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön