View Single Post
Eski 02-02-2013, 14:42   #12
ciroz
Ağaç Dostu
 
ciroz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-03-2012
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,033
Böyle gelmiş böyle gidecek mi demeliyiz ?

1700 H.E.S dile kolay,
Bir komplo teorisi vardı. Teoride verilen bilgilerin kesinliğinden emin olmamakla beraber özeti şu şekilde idi.
Alıntı:
Planlanan H.E.S' lerin ortalama ömrü 20-25 sene imiş,
Şu anki uygulama; 49 yıllığına suyun bütün haklarını proje sahibi şirkete devretmek.

Bu durumda, En az 25 sene oradaki su elektrik üretmeden, ilgili şirketin tasarrufunda olacak. Yani suyun kendisi bir MAL olarak o şirketin. İster şişeleyip satar, ister tarımda sulama amaçlı satar, ister D.S.İ' ye satar.

Bu H.E.S projeleri, elektrik üretme kisvesi altında ANADOLU / TÜRKİYE Sularını ele geçirme projesidir deniyordu.
Politik/Ekolojik tartışmalara girmeden; sadece "49 yıllığına" suyun bütün kullanım hakkının bir şirkete devredilmesinin mantığını sorgulamak gerekir diye düşünüyorum.

Bu konu başlığı özelinde ise; Tüm H.E.S lerin dışında ALAKIR' da yaşanan mücadele ( Orada yaşayan çiftlerin güzellikleri, yaptıkları yaşam alanları, hayata bakışları, pasif direnişleri, gözlerindeki ve sözlerindeki güzellikler ) hepimizin örnek alması ve sonuna kadar desteklenmesi gereken bir mücadeledir.

Bana dokunmayan yılan, mutlaka çoğalacaktır ve eninde sonunda bana da ulaşacaktır.

Güncelleme:

Türkiye’de hidroelektrik santraller ve tarım

Çiftçi-Sen, dünyada ve Türkiye’de, suyun ticarileştirilmesinin bir ayağı olarak, uluslararası kapitalist sistem tarafından dayatılan HES’ler konusunu, bunun tarım ve çiftçilere yansımasını analiz eden bir broşür hazırladı.

Alıntı:
Halen, dünyanın neredeyse tümünde suyun mülkiyetinin tamamına yakını kamu mülkiyetindedir ve kamu tarafından yürütülmektedir. Kamu, su hizmetinin Asya ülkelerinde %99, Afrika’da %97, Orta ve Doğu Avrupa ile Güney Amerika’da %96, Kuzey Amerika’da %95, Batı Avrupa’da %80’ini yönetmektedir. Dünya nüfusunun %5’inin kullandığı suyun yönetimi özelleşmiştir. Özel su piyasası oldukça dardır ama getirisi yüksektir. Dünya genelinde, özelleşmiş suyun yaptığı cironun, toplam dünya petrol cirosunun yarısından fazla olduğu iktisatçılar tarafından belirtilmiştir. Şehirlerde kamu tarafından yürütülen şebeke suyunun birim fiyatı ortalama olarak 1.5 TL civarında iken, şişelenmiş suyun birim fiyatı ise 500 TL civarındadır. Arada 333 kat gibi bir fark bulunmaktadır.16 Kamu ile su şirketleri tarafından yürütülen su hizmeti arasındaki fark bu verilerlerde açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu akıl almaz kazanç (sömürü), suyun ticari bir meta haline getirilmesi çalışmalarını hızlandırmıştır. Türkiye’de de bu alana su/enerji şirketlerinin yığınak yapması yaşamın olmazsa olmazı olan suyun üzerinde bir ablukanın oluşmasına neden olmuştur. Su ve çevre ile ilgili mevcut kanun ve yönetmeliklerin varlığında ilerleyemeyen su/enerji şirketleri çıkarttırdıkları yeni yasa ve yönetmeliklerle yol almaya çalışmaktadırlar. Mevcut yasa ve yönetmelikle ile su/enerji şirketleri hükümetlerin desteğinde suyu ele geçirmekte, bir tür “su korsanlığı” gerçekleştirilmektedir.
Alıntı:
HES’lerden üretilecek enerji 25-30 yıllığına devlet alım garantilidir. Yani HES yapımcısı su/enerji şirketleri imtiyazlı şirketler olmaktadır.
Su, HES yapımcısı su/enerji şirketlerine enerji üretimi için 49 yıllığına verilmektedir. Ayrıca HES yapımcısı şirketlere suyu su olarak satma hakkı da tanınmaktadır.
Devlet, HES yapımcısı şirketin istemesi halinde çevresindeki tarım arazilerini istimlak edebilecektir.
Broşürün tamamına buradan ulaşabilirsiniz.


Düzenleyen ciroz : 02-02-2013 saat 19:38
ciroz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön