Şunlarıda yazayım, eksik kalmasın.
Birde şöyle bir şey var. Pazarlama sözleşmesi yaparsanız. Sizin ürününüzü satın alıp, ihraç ediyorlar. Her hangi bir sebepten dolayı, o yıl az ürün üretirseniz bile. Size 64 ton bedeli ödeniyor. Ama şartlar ne olursa olsun, alış fiyatları öyle ihraç fiyatından değil. En yakın haldeki, hasat yapıp teslim ettiğiniz günkü domates fiyatının biraz altında(!). Bu biraz alt, ne kadar biraz belli değil. Siz ancak, dekar başına, fazla miktar üreterek kurtarıyorsunuz.
Sözleşme yaparsanız, her türlü tedarikinizi (Fide, ilaç, EC, ambalaj, v.s.) miracleden, onların fiyatıyla alıyorsunuz.
Eğer sisteme dahil olmak istemeyip, ben kendi ürünümü kendim satarım derseniz. Pazarlama sözleşmesi yapmazsın. Sadece sera yaptırırsınız. Kendi satın almanızı kendiniz yaparsınız. Fiziki şartların otomasyonunu sağlarsınız. Tohumunuz müdahale edilmemiş geleneksel veya F1 tohum olur. EC nizi baştan ayarlarsınız, bir sonraki ayara kadar standart değerde EC kullanırsınız. Üretiminizi yapar, ürününü, ister hale, ister ihracata verirsiniz. Ama seranızın tonaj garantisi olmaz. Diğer modern seralar gibi dekardan 20-35 ton ürün alırsınız. İyi geceler.
Halil Balaban
|