|
Merhabalar....!
Sayın Faruk TUZCUOĞLUNUN bir telefon görüşmemizden sonra gönderdiği detay içeren teknik bilgileri olduğu şekliyle aşağıya kopyaladım. Umarım hepimize ışık tutar.. Fotğraflar ulaşınca paylaşacağım elbette.....SAYGIYLA.
Sevgili Cemal Bey,
Ağaçlar nette hakkımda yazdığınız yazınıza,
yanılgı yaratmaması amacı ile
teknik açıklamalar eklemek isterim.
Çıkış noktam Bambu yetiştirmek değildi.
Asıl,
küresel ısınmadan dolayı, buralarda, yani İzmir - Karaburun da tropik bitki yetiştirilip
yetiştirilmeyeceğini denemek istedim.
Evet oldu ama, yaz aylarında ödediğim su faturalarını ben bilirim.
Bildiğiniz gibi AMATÖRum ve hep cepten gidiyor.
"Hatta bu yaz Sayın TUZCUOĞLU'NU İzmir - Karaburun'da ziyaret ettim.
Sağ olsunlar çok güzel sohbetler yaptık.
MOSO larını görme şansım oldu.
Çok güzeller fotoğraflarını göndermiş E -MAİL göndermiş.
Bir ara paylaşmak isterim sizlerle.
Bu BAMBU sevdası bende kara sevda yıllardır çeker dururum anlıyacağınız."
demişsiniz.
Moso yetiştirmeye hiç kalkışmadım, denemedim.
Bu iklimde, Mosoya efor harcamak istemedim.
Cemal Sansar kardeşim ile Bunca sohbet içerisinde,
sanırım türler konusunda kuçük bir karışıklık olmuş.
Bahçemde sadece üç tür bambu bulunuyor.
Birincisi, "Dendrocalamus strictus"
TROPIK bir bambu. Küme köklü.
Tabii büyükçe bir tür. Sağlam, kalın, fakat pek düzgün olmayan bir gövde.
Hindistan kökenli, 14cm çap, 18m boy a kadar gelişebiliyor.
Bahçemde toprakta dikili ve hasmetli görünen bunlar.
Ceml beyi kandıran bunların görüntüsü herhelde.
Selüloz oranı %10-12 lere varabildiğinden Hindistan da kağıt yapılıyor.
Dendrocalamus Latincede ağaç gibi demektir.
Gerçekten de ağaça benzer sık bir dallanma ile müthiş bir gölge sağlıyor,
bu yanı ile şık ve dekoratif diyebiliriz.
Bir küme içinden pek fazla uzaklaşmadıklarından,
70-80cm lik bir dairede 7-8 adet, 7-8cm kalınlığında yine 7-8m uzunluğunda,
kamış kümesi güzel görünüyor.
Bu 7-8 sayısı olaya iyi uydu :-)) ama gerçek de bu.
İkincisi, "Philostachys Aurea"
Ülkemizin çeşitli yerlerinde doğaya da dağılmış, yayılıcı.
Aman ha, "yayılırlar maazallah" seslerini duyar gibiyim,
ve bunlarla birlikte hoş olmayan anılar geliyor aklıma.
Bu canavarlara bir de yaban ortamada bakayım dedim.
Garibanlara acıdım.
Kendi yurtlarında 10-12m yüksekliğe ve 5cm çapa ulaşan bu kamışlar
Ege nin susuz yazında adeta can çekişiyorlardı.
Yayılmayı brak, bizim yerli "KARGI" kamışlarımız etraflarını sarmıştı.
Yemyeşil ve onlardan çok daha heybetli idiler.
Gidebilirsem, onların da fotograflarını çeker yollarım.
Adından da anlaşılacağı "ALTIN" renginde
ve son derece düzgün kamışları olan, dekoratif bir tür.
Üçüncüsü, "Fargesia" nın bodur türlerinden biri.
Tohumlarını bendendi,
sağolsun sevgili Cemal Sansar yetiştirip büyüttü ve bir saksısını bana verdi.
Çimen gibi. -23C lere dayanabilen kış bambusu.
Devamlı gölgedeler. Ege güneşi öldürüyor.
Sevgili Cemal Bey resimleri tekrar düzenlemem gerekecek.
Sizin hatırınız kırılmaz, ama az bir süre rica edeceğim.
Sevgi ve saygılarımla,
Faruk Tuzcuoğlu
|