Bütün sardunyalarımı bu büyük bakır işlemeli saksıya aldım bugün. Bazılarını budadım. Forumda yazanı yaptım; bol vitaminli su. Genelde kaloriferin yanmadığı bir odaya aldım ve marta kadar sulamayacağım. Belki ayda bir su veririm. Bir de yanlarına toprak hizasından kestiğim kasımpatıları dikmişim farkında olmadan, bakalım ne olacak. Yanındaki uzun saksılarda frezyalar var, soğanlarını dikeli 2 hafta oluyor, hemen yeşillendiler. Onları da içeri aldım soğuktan etkilenirlermiş.
Alttaki resimde dağıta dağıta bitmeyen yaprak güzeli, kuşların bayıldığı dellosperma ve türlerini bilmediğim mum çiçeklerim var.
Bu da balkondaki kitaplık rafı, eşim ortaokuldan itibaren hep bu rafın masasında ders çalışmış. Bir zamanlar kitaplarla doluyken şimdi turşularımızı ve çiçeklerimizi koruyorlar. Üst rafta sedum palmeri (annem vermişti), arkasında son fırtınalardan biraz etkilenen yılbaşı çiçeği (sayın Kılıç vermişti), yanında dayanamayıp aldığım ama hala bana soğuk gelen sıklamen ve en arkada da guzmanya var. Alt raftaki kalonşeyi gördünüz mü, çiçeklenmek üzere.
Evet şu altta içecek şişesine dikili olan sümbül soğanı yeşillendi, yanındaki telgraf çiçeği.
Şimdilik son resimlerde yelken çiçeği (baumax'tan bozuk çiçek diye 2 TL'ye almıştım, bazı yaprakların uçları kurumuştu, yeni yapraklar çıkarıyor ve onlar sağlıklı), önünde de adının ne olduğunu bilmediğim bir sarmaşık var; forumda sordum ama bir tek sayın selis hedera olabilir emin değilim diye cevaplamıştı. Yanındaki çerçevede evin en büyük çocuğunun en büyük gülümsemelerinden biri var ama çiçek kondurdum üstüne... Bu son resimlerin diğer kahramanları parlak mustafa ve frezyaların yanına diktiğim düğün çiçeği.