Avrupalı ve Amerikalıların bonsai felsefesini algılama şekline ve bunları ağaçlarına yansıtma biçimlerine baktığımda, onların Japon ve Çinlilerin getirdiği kuralcı kalıpların dışına çıkarak daha özgür düşünüp hareket ettiklerini görüyorum.
Hatta bazen bu uzak doğu kurallarına uyularak şekillendirilmiş bonsaileri küçümsediklerine bile bizzat şahit oluyorum. Onlar için bu çoğu zaman çok klişe ve sıkıcı anlamına geliyor.
Hiç sevmediğimi söylersem yalan olur; bazen özgün bir şekilde ağaçlarına verdikleri estetik biçimler, kurallardan arındırılmış olsa da göze çok hoş gelebiliyor. Bazen de bu durumu yadırgayıp, bonsai felsefesini kendi liberal ve kapitalist düşünce ve yaşam tarzlarına göre adapte ettikleri düşüncesine kapılıyorum.
Sonra aklımda şu soru beliriyor: Avrupalıların akımını benimseyip özgün çalışmalar mı yapmak, yoksa onların "artık sıkıcı ve banal" diye nitelendirdikleri uzak doğu ilke ve kurallarından şaşmamak mı daha doğru?
Sanırım bunun cevabı kişiden kişiye değişiklik gösterir.
Ama karar vermeden önce, geçenlerde foruma yüklediğim Malezya fuar fotoğraflarına ve ayrıca geçtiğimiz günlerde düzenlenen ve aşağıda fotoğraflarını verdiğim Endonezya fuarına bir göz atın bence.
Zevkli seyirler:
DSCN0278.jpg
DSCN0279.jpg
DSCN0280.jpg
DSCN0281.jpg
DSCN0282.jpg