View Single Post
Eski 10-08-2012, 09:05   #65
MOKAY
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-08-2012
Şehir: SAMSUN
Mesajlar: 4
Arkadaşlar bende yıllardır kendi sirkemi kendim yaparım.Sizlerin tarifi ile hemen hemen aynı sizlerden farkı ben tuz katıyorum.

Ben üzüm ve elmayı karışık veya ayrı ayrı da kuruyorum.Ben bahçeden veya pazardan aldığım.Kesinlikle olgunlaşmış tatlı elmaları yıkayıp en az dört parçaya bölüyorum 5 lt veya daha büyük cam kavanozlara bastırarak dolduruyorum sonra üzerine 1 tatlı kaşığı turşuluk kalın tuzdan katıyorum.

Sonra yarısına kadar su dolduruyorum.Ağzını kapatıyorum.Mutfakta dolap altında bir tepsinin üzerine koyuyorum.Bazen taşma yapabiliyor.Her sabah ve akşam kavanozu karıştırıyorum.

İlerleyen günlerde elimle ezerek karıştırıyorum. Her kapağı açtığımda sirke kokusunu duymaya başlıyorsunuz.Artık sirkeniz kavanozda kabarma ve taşma yapmıyor .

ondan sonra kavanozlarımı ellemiyorum .Kapaklarını sıkmadan üzerinde bırakıyorum.Bundan sonra kavanozun üzerinde ebe oluşmaya başlıyor.

ebenin kalınlığı 1 parmak olmadan sirkeyi sıkmıyorum .Ben keskin sirkeyi seviyorum.

Ondan sonra derin bir kabın üzerine ilistiri (delikli süzgeç) koyuyorum kavanozu dökuyorum.Akan suyu hemen şişelere huni yardımı ile koyuyorum.Bunun tortusu az oluyor.

Ondan sonra kalan posayı ilistirden geçiriyorum onun posası fazla oluyor .Sonra bu posası bol olan sirkeyide ince delikli süzgeçten süzüyorum.Ben sirkemi böyle yapıyorum.

Size bir anımı anlatmak istiyorum.Arkadaşımın babası damak zevki çok iyi olan bir bey onada sirkeden hediye etmek istedim.Sirke şişesinin azını açtı tadına baktı .Bana döndü bu sirke değil dedi......Ben şaşırdım sirkemden eminim.Sonra bu İLAÇ.. İLAÇ ...diye söyledi.

Bende rahatladım.sonra şöyle dedi'' Sirkeyi hasta olmamak için içeceksin, hasta olduktan sonra sirke içmeyeceksin faydadan çok zararını görürsün'' demişti.

MOKAY Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön