Araçlar

Bookmark and Share




Bir testere, beş Türk

Geçenlerde bir gün Fethi Paşa Korusu'nda yürürken kulağıma motorlu testere sesi geldi. Yokuştan aşağı inip kestane ağaçlarını geçince karşımda motoru çalışan bir belediye kamyonu gördüm. Kamyonun kasasında, kesik ağaç dallarının meydana getirdiği yığını merdiven olarak kullanan bir belediye mensubu, elinde metal bir çubuğun ucuna bağlanmış motorlu bir testere, dal kesiyordu. Adam dal yığının üzerinde dengede durmaya çalışıyor, ulaşabildiği bazı ağaçların bazı dallarını kesiyordu.

Testerecinin yanında asistanı vardı. Kamyonun etrafında da düşen dalları toplamak üzere iki kişi pozisyon almıştı. Testereci, kesmek için bir dal gözüne kestirdiğinde, durması için kamyon şoförüne "hooop, hop," diye bağırınca, onlar da ellerini kaldınp kamyon şoförüne "hooop hoop" diye bağırıyorlardı. Herhalde belediyenin "yankı" kadrosunun elemanlarındandılar. Bir süre durup bu garip Türk beşlisini seyrettim. Ne yaptıklarını sanıyorlardı? Testerecinin budamanın b'sinden haberi yoktu.

Bunu anlamak benim gibi amatör bir bahçıvan için bile çok kolaydı. Çünkü adam şaşmaz bir beceriksizlikle kesilmesi gereken dalları kesmiyor, kesilmemesi gereken dalları kesiyordu. Ben ne kadar kuantum fizikçisiysem o da o kadar bahçıvandı. Bir balık ne kadar bisiklete binmeyi biliyorsa bu adam da o kadar bahçıvanlık biliyordu.

Budamanın doğru yapılması önemlidir çünkü ağacı buduyorum diye öldürmek çok kolaydır. Dal, ağacın gövdesine bitiştiği yerden kesilmelidir. Kalan kesik yeri yağmur damlalarını almayacak bir açıda olacak şekilde kesilmesi lazım. Aksi takdirde damlalar delik açar ve ağaç çürümeye başlar. Testerecinin bu bilgilerden haberdar olmadığı açıktı çünkü dallan gövdenin birkaç karış ilerisinden kesiyordu. Kurumuş dalları bırakıp sağlıklıları kesiyordu.

Kamyonun üzerindeki adamın testere sallamasında botanik, estetik veya insan aklının kavrayabileceği herhangi başka bir fayda gözlemek mümkün değildi.

Adam ağaç budamasını bilmiyordu ve bilmediğini de biliyor olması gerekiyordu. Buna rağmen ağaç "buduyordu." Koruda önceki testerecilerin kötü budamalan yüzünden çürümekte olan ağaçlar, ömürleri kısalarak İstanbul Belediyesi'nin kendilerine cellat yerine bahçıvan yollamasını beklerken.

Türk aleminin gözbebeği, dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul'un parklarında, korularında ve caddelerindeki ağaçların hemen hemen hepsi acemice budanmıştır. İstanbul Belediyesi ağaç budamasını bilmiyor ve öğrenmeye de niyeti yok.

ağaç budamak zor iş değildir. Zor olan sevmek, ihtimam göstermek, en basit işi bile en mükemmel bir şekilde yapmanın önemini anlamak, kendini değil işi ciddiye almak, öğrenmenin ve öğretmenin önemini kavramak, şeytanın değil Tanrı'nın ayrıntılarda gizlendiğini algılamaktır.

Bütün bunlar zordur çünkü öğrenmek ve öğretmek, merak etmek ve merakı tatmin etmek Türk karakterinin en güçlü özelliklerinden değildir.



Metin Minür 24/10/2004

Kaynak: www.vatanim.com.tr
05-05-2005
Yazılım vBadvanced CMPS, Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024