Araçlar

Bookmark and Share




Küçük Çam
Küçük Çam

Büyük ağaçların, yemyeşil çayırların, çeşit çeşit hayvan ve bitkinin olduğu bir ormanda herkes mutluymuş. Tavşanlar hoplayıp zıplar oyun oynar, kelebekler uçuşur, arılar çiçekten çiçeğe konar bal toplarmış. Herkes mutluymuş ama Çam Ailesi o gün daha bir mutluymuş çünkü aralarına küçük bir çam daha katılmış. Anne Çam, Baba Çam ve diğer çamlar neşe içindelermiş. Küçük Çam da öyle... Herkesle tanışmış tek tek. Ama bir sorun varmış Küçük Çam'a göre.

“Anne ben sizden biraz uzağım. Bu korkutucu.“ demiş Küçük Çam.
“Neden korkutucu olsun ki küçüğüm? Hepimiz yanındayız.“ demiş Anne Çam.
“Ama anne rüzgar çıktığı zaman ya da yağmur yağdığı zaman kim koruyacak beni?...

[ Devamı>>]


Mar 23, 2010 - 4:30 PM - Gönderen Selda k.m

Sevgili Bahar Ağacı
Boş bir arazide baştan ayağı çiçek açmış bir erik ağacı.... Şöyle başı havalarda ,etekleri zil çalan ; gerivermiş kollarını , açıvermiş bağrını, gökyüzüyle kucaklaşıyor esrik ve kanatlı... Nedir onu sevindiren, nedir bunca pıtraklanış belli değil.

Bizim bilmediğimiz dilden birşeyler anlatıyor belki.Ağaçların dili yok mudur, vardır elbette. Dalıyla, yaprağıyla çiçeğiyle konuşur onlar. Benim erik ağacı da gelene geçene sesleniyor. Yine hevesli, sevda dolu, dünya o kadar güzel olmasa da çiçeklerini bir yandan açıyor , bir yandan döküyor .Uçucu gelin konfetileri gibi beyaz taç yaprakları oraya buraya savruluyor...

Her sabah ilk seni görüyorum mutfak penceresinden güzelim erik ağacı ! E-5'in arabaları ta ötede...

[ Devamı>>]


Feb 16, 2006 - 1:54 PM - Gönderen backyard

Ben Sana Küstüm Elma Ağacı
Uyumadan hemen önce, küçük bir çocukken gittiği dedesinin çiftliğinde elma ağacından düşüp de bacağını kırdığı için, elmalara ve ağaçlara küstüğü o seneyi hatırladı.

Dedesi emekli olduktan hemen sonra satın almıştı bu çiftliği. Büyükannesi öldükten sonra da kendini tamamen buraya adamış, tüm zamanını burada geçirir olmuştu.

Kardeşi Kemal'le neşe içinde, güneşli bir günün keyfini çıkarıyorlardı. Annelerinin onlar için yaptığı üzümlü kek ve muzlu pastayı bile oyun oynamanın hevesiyle doğru düzgün yiyememişlerdi. Ee kolay değil tabii, bir okul yılını daha geride bırakmışlar, başarılarla dolu karnelerini de alarak dedelerine koşmuşlardı. Bütün sene sadece dersleriyle ilgilendikten sonra, günlerce oyun oynamak...

[ Devamı>>]


Jan 30, 2006 - 10:23 PM - Gönderen backyard

Ağaçların Önemi
Hayatımızda ağaçların önemi var.
Çünkü meyve vermesi, temiz hava bırakması, bizim okumamızda yazmamızda kalem, defter sağlaması, etrafımızda rengarenk çiceklerin sarması, kısacası Allahın bize verdiği en güzel nimetlerden biri.
Onları koruyup sevmemiz lazım

Silahtarağa İlköğretim Okulu
Selin Güven


Gönderen: Tuana


Jan 30, 2006 - 7:47 PM - Gönderen backyard

Kestane Ağacinin Türküsü
Ben bir kestane ağacıydım, yüce bir dağın doruklarında... Kalındım, serttim; ince dallarımda yapraklar açar, yapraklarımın arasına dikenli kozalar içinde kestaneler saklardım.

Ben bir kestane ağacıydım, diğer kestaneler arasında. Gölgeme insanlar gelirdi, sevinirdim. Onların neşesine neşe katar, bol bol oksijen verir, serinletirdim. Çocuklar gölgemde oynar; büyükler uyurdu. Kocaman bir günün, kocaman bir haftanın, kocaman bir ayın, belki kocaman bir yılın yorgunluğuydum ben.

Yaşlanmış dallarımdan yapılmış sazlar çalınırdı gölgemde; dinler ağlar, dinler coşardım. Türkülere ortak ederlerdi beni, türküleşir, dilden dile akardım.

Aman ölüm, zalım ölüm, üç gün ara ver,
Al başımdan bu sevdayı,...

[ Devamı>>]


Jan 24, 2006 - 3:06 PM - Gönderen backyard

Ormanda Geçen Hikayeler, Masallar
KARGA İLE TİLKİ

Bir dala konmuştu karga cenapları
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı,
Ona nağme yapmaya başladı
-Ooo! Karga cenapları,merhaba!
...

[ Devamı>>]


Dec 26, 2005 - 12:06 AM - Gönderen aybala

Korkular
-Hayııııır! Hayır kesmeyiin..!
'Hay Allâh yine başladı işte' diye yataktan fırlayan Sevilay hanım sessizce Mercan'ın odasına süzüldü. Birtanecik kızı yine kâbus görüyor, sayıklıyordu.

Aşağı yukarı bir yıldır durum böyle idi, Mercan bazı geceler "kesmeyin" diye bağırıyordu uykusunda. Sevilay hanım birkaç kez onunla konuşmaya çalışmış, ne rüya gördüğünü sormuş, derdini anlamaya çalışmıştı. Ama Mercan hep 'hatırlamıyorum' demiş ve bu konuda konuşmak istememişti.

Aslında çok tatlı, çok sevecen, arkadaşlarıyla genellikle iyi geçinen bir kızdı Mercan. Daha altı yaşında idi ve henüz okula başlamamıştı. Yazın ve baharlarda günlerinin çoğunu evlerinin önündeki parkta geçirirdi, yaşıtı diğer çocuklar gibi....

[ Devamı>>]


Dec 20, 2005 - 8:58 AM - Gönderen malina

Ormanın Ünlüleri III
Robin Hoodİngiliz halk kahramanıdır. Zenginlerden çalıp fakirlere dağıtır. Arkadaşları ile birlikte Sherwood Ormanın'daki ağaçların üzerlerine yaptıkları evlerde yaşar.
Ortaçag'da krala yaranmak için köylüleri baskı altında tutup, sömüren Nottingham Şerifi'ne karşı gelen Robin Hood'un maceralarını duymayan yoktur.
Kimine göre ormanların prensi fakirlerin dostu, kimine gore hırsızların prensi, haydutdur.

Kırmızı Başlıklı Kız

Annesinin aldığı kırmızı pelerin ve başlığı hergün
...

[ Devamı>>]


Dec 08, 2005 - 11:16 PM - Gönderen aybala

Ormanın Ünlüleri II
Tarzan
Ormanlar kralıdır.
Anne babasının uçağı orman üzerinde düşünce, bebek tarzanı goriller büyütür.
Bu yüzden davranışları ve konuşması onlar gibidir.
Ormandaki hayvanlarla konuşarak anlaşabilir ve
ağaçların üzerinde bir maymun gibi kolay hareket edebilir.
Sarmaşıklara tutunarak, daldan dala tüm ormanı dolaşabilir.
Tüm havvanları sever, onlar da onu severler.
Kız arkadaşı Jane' dir.


Bugs Bunny

Keskin zekası ile "Bugs Bunny",
...

[ Devamı>>]


Dec 08, 2005 - 10:30 PM - Gönderen aybala

Ormanın Ünlüleri I
Ayı Yogi (Yogi The Bear)En yakın arkadaşı bobo ile koruma altına alınmış parklarda bulunan ağaçlardaki ballara ve ziyaretçilerin piknik sepetlerine dadanan sevimli bir ayıdır. "Kaçalım efeeeem " diye konuşur.



Pembe Panter (Pink Panther)
Sallana sallana, gamsız bir halde yürüyen sevimli bir panterdir.
Saksafonla
dınım dınım
dınım dınım
dı nı nı nı nı nımmmmm
dınınınımm...
melodisini çalmayı ve bu melodide yürümeyi sever.


...

[ Devamı>>]


Dec 08, 2005 - 9:47 PM - Gönderen aybala

Neler oynardık?
Ağaçlar, meyveleri ve çiçekleriyle oynanan oyunlar
Çocukluğumuzda ağaçlarla içiçeydik. Daha doğrusu doğa bizim arkadaşımızdı. Şimdiki çocuklar gibi bilgisayarlarımız yoktu, televizyon yoktu, teyp bile yoktu. Hele mp3 playerler hiç yoktu. Pikaplar, radyolar vardı ve onlar çocuklar için değildi. Elimizi bile süremezdik, dinlemek serbestti sadece.
Biz çocuklar da hayal gücümüzü zorlar kendimize oyunlar üretirdik. Bahçedeki ağaçların yaprakları oyuncağımız olurdu.
Zincir
Çam yapraklarından
...

[ Devamı>>]


Nov 18, 2005 - 11:00 AM - Gönderen backyard

Meşe ile kabak
Bir meşe ağacı, ormanın kendisine ayrılmış köşesinde hayata küçük bir tohum olarak başladı. On yıl sonrasında genç bir ağaçtı, kökleri toprağın derinlerine doğru ilerlemeye başlamıştı.

Bir on yıl daha geçtikten sonra kökleri iyice güçlenmiş, dalları gürbüzleşmiş, kabukları olgunluk rengine dönmüştü.

O ilk tohumdan otuz yıl sonra, aynı yerde artık güçlü bir meşe ağacı vardı. Dalları güçlü, kökleri iyice derinlerine indiği toprağı kavramış, kabukları gövdeyi koruyabilecek kadar sert...

Otuz yılda altmış fırtına görmüş, güçlü yağmurların altında kendini korumuş, sert rüzgârlar karşısında eğilmiş bükülmüş ama kırılmadan ayakta kalmıştı.

Bir gün birisi, meşe ağacının az ötesine bir kabak ekti....

[ Devamı>>]


Aug 20, 2005 - 9:25 AM - Gönderen aybala

Mülver ve çitlenbik...
Hazır eskilerden açılmışken devam edeyim. Biz eskiden, eskiden dediğim 8-10 yaşımızdayken yani, 'mülvere giderdik. Üsküdar'ın Tabaklar Mahallesi'nden çıkar bize fizan kadar uzak gelen Acıbadem taraflarına, yan yan yürüyüp giderdik. Orada mülver ağaçları boldu.

Onlardan birini gözümüze kestirip, birkaç dalını kopartırdık. Mülver dalının içi yumuşaktır. Hani kemik iliğini ağzımızla 'füüüvvt' yapıp emeriz, kemiğin ortası boş kalır ya, mülver dalını, çiviyle telle filan burguladın mı içi öyle bomboş kalır işte. Sonra bi başka dalı, ucu kırık tornavidalar şeklinde yontardık. Sap kısmı kalın, yonttuğun kısmı incecik. Ama öyle ayarlı inceltirdik ki, hortum parçası gibi içi boş, kabuğu kalın mülvere tam oturmalıydı.

...

[ Devamı>>]


Jul 26, 2005 - 1:15 PM - Gönderen aybala

Yapraklar neden renk değiştirir?
Name:  yaprak.jpg
Views: 2906
Size:  6.3 KBAkşamüstü meltemlerinde yapraklarının ahenkle dans etmelerini izlediğimiz ağaçların, yeşil mevsimden dönüşlerinde bize verecekleri son bir hediye vardır – nefes kesen bir renk patlaması. Her sonbaharda tüm ülkelerin yolları birer tablo haline, yaprakların süslediği ormanlar ya da caddeler birer galeriye dönüşür.
Yaprakların renk değiştirme biçimi, ağacın kendini kış uykusuna hazırlarken kimyasında gerçekleşen karmaşık, bir nevi mucizevi bir
...

[ Devamı>>]


Jul 22, 2005 - 10:41 AM - Gönderen backyard

Beyza Akyüz-Çiçeksimek
Üç yaprak dalım var
Daha küçüğüm
Ama büyüyeceğim
Yaprağım üç tende
Üçü de ayrı renkte
Biliyorum
Bir gün ağaç olacağım
Çoğalacağım yaprak yaprak
Dimdik duracağım
Köküm sağlam olarak
Ama ya sakalı ağarmış kalbim?!
O hep çiçeksimek kalacak.
Kaynak: http://www.zarifce.com


Jun 28, 2005 - 4:17 PM - Gönderen backyard

Çınar Yaprakları
Çınar Yaprakları

Şehrin üzerine abanan kapkara bir gökyüzü, önüne kattığı denizi hışımla kıyıya vuran poyraz, sokakta savrulan çınar yaprakları ve düşen ilk yağmur damlaları. . . . .

Uzun ve yorucu bir gece nöbetinin ardından, sınıfın en arkasında, pencere kenarındaki bir sandalyede, yarı uyur yarı uyanık oturuyorum. Uykusuzluğa direnen gözlerim dışarıdaki tanıdık manzaraya dalmış. . .

Virüslerin mRNA'ları kullanarak hücre çepherinden içeri nasıl girip nasıl hastalık yaptığını öğreniyoruz! Dersimiz 'Anatomi'... Beynim artık kendi bildiğini okuyor, düşüncelerimi ne anatomi dersi, ne virüsler ne de yağmur ve poyrazın elinde perişan olan şehir yönlendirebiliyor. İçimde 'dersten çıkıp, eve gidip...

[ Devamı>>]


Jun 16, 2005 - 8:31 PM - Gönderen backyard

Doğa Nefes Kadar Değerlidir
Burası ağaçların, hayvanların, bitkilerin ve birçok doğal güzelliğin bir arada kaynaştığı kuytu bir köşe. Sanki mimarlar tarafından inşa edilmeye hazırlanmış mükemmel bir proje.

Bu yer insanı stresten, gürültüden ve hayatın karşı konulamayan endişelerinden uzaklaşıp, kişiye huzur veren sessizliği, serin serin esen rüzgârıyla ve berrak suların insanı alıp götürmesiyle ayrı bir dünya. Düşünün bir kere, gecenin zifiri karanlığında yeryüzünü soluk bir aydınlıkla aydınlatan milyonlarca yıldızın ışıltısı kadar güzel ağaçların arasında olmak ve hayal alemine dalmak. Bence insan böyle cennetten bir köşede kendini rüyada zanneder ve hiç uyanmayı istemez.

Kelimelerle anlatılamayacak kadar güzelliği koynunda barındıran bu...

[ Devamı>>]


May 24, 2005 - 12:24 PM - Gönderen backyard

Sihirli Sevgi Tohumları
Şimdi gözlerinizi kapatmanızı istiyorum. Her şeyi unutup, bulunduğunuz ortamı düşünmenizi.

Nerede yaşıyorsunuz? Bir deniz kıyısında mı? Güneşin ilk ışıkları vurmuş kıyıya. İnsanı alıp götüren o koku içinize sinmiş. Yunusların şarkısını dinliyorsunuz geceleri. Deniz tüm büyüsünü göstermiş yıldızlara. Yerlerde, denizde... Hayır! Bu ortamı bozan hiçbir çirkinlik yok öyle değil mi?

Yoksa ormanda, küçük bir kulübede mi geçiyor hayatınız? Yalnızca dinleyin. Duyabiliyorsunuz değil mi, hissedebiliyorsunuz? Gizli ne hayatlar vardır ormanda. Bilemezsiniz belki ama duyumsayabilirsiniz tüm ruhunuzla. Yeşilin kokusunu alıyor musunuz? Kekiğin, zencefilin. Hiçbir kuru dal yok. Yanmamış ağaçlar. Kuşlar cıvıldıyor sizlere....

[ Devamı>>]


May 24, 2005 - 12:21 PM - Gönderen backyard

Toprak Ana
İnsan yaşamı, ormanların sağladığı su döngüsüne, toprak üretimine ve doğal sistemin en önemli özelliklerinden olan biyoçeşitliliğe bağlıdır. Toprağın verimini ilk çağlarda anlayan insanlık, toprağı ekip biçerek ve hayvanlarını besleyerek ondan yararlanmasını öğrenmiştir.

Çok sadıktır toprak, bir ekseniz bin verir. Sofralarınıza ekmek, aş olur verdikleri. Değerini biraz bilenler ona "Toprak Ana" der. Çünkü toprak, bir ana kadar cefakâr, bir ana kadar vefalıdır.

Yüzyıllarca insanlar, üzerinde yaşadıkları toprak için savaşmış, onu kanlarıyla sulamışlardır. İnsanlık için toprak o kadar değerlidir ki milyonlarca insanın canına mal olmuştur. Kurtuluş Savaşı boyunca bizim de kutsal saydığımız vatan toprağı...

[ Devamı>>]


May 24, 2005 - 12:15 PM - Gönderen backyard

Toprak Akbaş-Orman
Dallarımda,
Cıvıl cıvıl kuşlar.
Yerde,
Palamut arayan sincaplar.
Çocuklar,
Dallarımı kırmazsa,
Çok güzel olur bu dünya.

Mehmet Oray İlköğretim Okulu Öğrencisi
Kale DENİZLİ

Kaynak: Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi

http://yayim.meb.gov.tr


May 24, 2005 - 12:07 PM - Gönderen backyard

2 sayfadan, 1.sayfa 1 2
Yazılım vBadvanced CMPS, Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024