Araçlar

Bookmark and Share




Vahşi Doğanın Son Kaleleri

Arazi aracının götürebildiği son noktalarından başlayarak Doğu Karadeniz Ormanları'nın içlerine girdiğinizde, yolu olmadığı için hem kendisinin, hem sizin şanslı olduğunuz bambaşka bir dünyayla karşılaşırsınız. Kendisi şanslıdır, çünkü bir şeyler alıp götürmek için yol henüz saptanmamıştır böğrüne. Sizler de şanslısınızdır, çünkü bu ormanlar, olağanüstü biyolojik zenginliğine, eşsiz güzelliğini sevgili yapmış "doğal yaşlı ormanlar"dır. Kirli havaya, yangınlara ve elbette ki insanoğluna yüzyıllardır direnebilmiş olan vahşi doğanın son kaleleridir onlar. Ama bu son derece hassas ekosistemler, ne yazık hızla azalan, hatta kaybolup giden zenginliklerimizin başında geliyorlar.



Bir araya gelmiş çeşitli jeolojik özellikler, yükseklik farklarının oluşturduğu geniş varyasyon ve yaklaşık 300 ile 2 bin 500-3 bin mm arasında değişen yıllık yağış, farklı iklim şartları, Doğu Karadeniz'e ayrıcalıklı ve zengin habitatlar sunmuş. Bunun doğal sonucu olarak bölgede olağanüstü bir bitki örtüsü ile hayvan türü çeşitliliği meydana gelmiştir.

Ladin, kaygan, göknar, sarıçam, kestane, meşe, gürgen ve kızılağacın saf ya da diğer orman ağaçları ile oluşturduğu karışık ormanlar, ormangülü çalılıkları, alpin çayırlıkları, akarsu kenarlarındaki allüvial orman ekosistemleri ile sarp kayalıklar ve göl bitki toplulukları, "Colchic Flora" adıyla anılan bölgenin değişik ve zengin bitki örtüsünü oluşturur. Günümüze dek 160'ı bölge için olmak üzere 300 endemik, 440'ı nadir olmak üzere yaklaşık 2 bin 500 bitki taksonunun varlığı saptanmıştır.



Bu değişik yükseklik, iklim ve bitki topluluklarının oluşturduğu farklı yaşam ortamlarına, doğaldır ki çok zengin bir fauna eşlik edecektir. Bozayı ve domuz her an rastlanabilecek türlerdendir. Ormanlarda sekerek kaçışan karacalar, hâlâ sıradan bir anı niteliği taşıyor yöre insanı için. Kurt, tilki, çakal, çengel boynuzlu dağkeçisi, bayan keçisi, vaşak, yaban kedisi, porsuk gibi memeliler ve gündüz yırtıcı kuşları, Doğu Karadeniz Dağları'nı kendilerine yuva kabul etmiştir. Bunların çoğu nesli tükenmekte olan canlılar. Ayrıca huştavuğu ve urkeklik toplulukları, yöreye dünyada korumada öncelikli 217 endemizm alanından biri olma özelliğini kazandırmıştır. Bölge Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ve Bird Life tarafından ülkemizin 100 önemli kuş alanından biri olarak da ilan edilmiş durumda. Bunlar dışında endemik Kafkas engereğinin de içinde bulunduğu çeşitli sürüngen ve omurgasız canlı toplulukları da bu eşsiz ekosistemde yaşayan herpeto-fauna üyeleri. Eylül 1997'de bölgeyi gezen Avrupalı ve Türk uzmanlar grubu, bu kadar zengin türün habitatlarının bulunduğu yörenin tanımlanmamış ikiyaşamlılar ve sürüngenler yönünden de mutlaka zengin olduğunu ve detaylı araştırmalar yapılması gerektiğini belirtmişler. Doğu Karadeniz Dağları'nın kazandığı unvanlar, bu kadar da değil. Bu coğrafya, WWF, UNEP ve IUCN gibi dünyanın en büyük doğa koruma kuruluşlarının kurduğu Dünya Koruma İzleme Merkezi tarafından Avrupa'daki "daha iyi korunmaya acil ihtiyacı olan 100 orman"dan (100 Forest Hostspots) biri olarak değerlendiriliyor. Ve nihayet Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), uluslararası BirdLife ve Wetland'in desteğiyle hazırladığı bir raporda, bölgenin ılıman kuşak ormanlarını, "dünyadaki savunmasız 200 önemli karasal ekolojik bölge" den biri (Global 200 Ecoregion) olarak belirledi.

Bu arada tüm bunlardan habersiz kendi yaşam savaşını sürdüren ve bizden önce yabancıların gözdesi olan bölge ekosistemi, 1996'da bir başka yönüyle ülke gündemine girmeyi başardı: Doğal yaşlı ormanlar.

Son yıllarda dünyada en fazla çalışılan orman ekosistemlerinden biri olan doğal yaşlı ormanlar (Old Growth Forests) şöyle tanımlanabilir: Odun üretimine ya da diğer ormancılık tekniklerine yönelik bir işletme şeklinin uygulanmadığı, içerdiği ağaçların büyük çoğunluğunun doğal olgunluğa eriştiği, bunun sonucu olarak içinde yaşlı ağaçlarla birlikte kırık, devrik, çürük ve dikili kuru ağaçların fazlalığı ile yapısının üretim ormanlarından belirgin bir şekilde ayrıldığı, insan etkisinin, ekosistemin yapısal özelliklerini değiştirecek düzeyde bulunmadığı ve kendisini oluşturan öğeler arasındaki ilişkilerin tümüyle sürdüğü, genellikle çok tabakalı ve değişik yaşlı ormanlar...



Doğal yaşlı ormanların biyolojik ve ekolojik ağırlıkları nedeniyle dünyada somut ve kesin sınırları olan, kolayca anlaşılabilir bir tanımı yapılamamıştır. Tanımlanmalarında her ne kadar yaş öncelikle değerlendirilen faktörlerden birisi olsa bile, birey olarak ağaçların sadece yaşı ve büyüklüğü doğal yaşlılığın karakteri değildir. Ciddi oranda ölü ağaçlar, devrik ağaç gövdeleri ile gölgeye dayanıklı bitkilerin varlığı, doğal yaşlılığın önemli bileşenleridir ve ekosistemin yaşı için bir değerlendirme donesidir. Bu bileşenler ve diğer karakteristiklerin birleşmesi ile eşsiz bir habitat ve etkili bir ekosistem süreci oluşur. Gerçi başka tanımlamalarda da ormanın yaşı her zaman önemli hareket noktası olarak alınmıştır. Genç, gelişmiş ve yaşlı olarak tanımlanan ormanın yaşa göre ayrılmış üç biyolojik gelişim evresinin üçüncüsü olan doğal yaşlı ormanlar, gelişen ekolojik bilimler ve son 20-30 yılda artan çevre bilinci nedeniyle ekolojik yapı, estetik ve biyolojik çeşitlilik açısından değerlendirilmeye başlandı. Kısaca doğal yaşlı ormanlar, yalnızca orman ağaçlarından ibaret olmamakta, doğallığı ve yaşlılığı yansıtan özelliklerin, ekosistem sağlığının ve biyolojik çeşitliliğin devamlılığı olduğu kabul edilmektedir. Bunedenle insan müdahaleleri ve modern işletmecilik teknikleri ile ana ekosistemleri değiştirilmemiş ormanlar, doğal yaşlı orman olarak adlandırılabilir. Bu durumu belirlemek o kadar kolay olmamaktadır elbette. Bu yüzden dünyada birçok tanım kullanılmaktadır. Kimine göre hiç müdahale görmemiş, bakir veya birincil ormanlarla eşanlamlıdır. Kaldı ki doğal yaşlı orman adı, ilk kez Kuzey Amerika'daki bakir ormanları tanımlamak için kullanılmıştı. Ancak doğal yaşlı ormanlar, bakir ormanları da kapsayan daha geniş bir kavramdır. Bazılarına göre ise klimaks veya ileri süksesyonal ormanlardır (klimaksa yakın, önceki evrelerden biri) ve oldukça sabit bir yapısı vardır. Başka bir tanımda ise; manevi, kültürel ve ekosistem değerine sahip yaşlı ağaçların oluşturduğu eski (kadim) bir ormandır. Elbetteki doğal ormanlarda yapılan insan etkinliklerinin derecelerine göre, yeniden doğal yaşlı olabilecek "aday" ormanlar da vardır. Ancak insan müdahalelerinin izlerinin silinmesi, hele yapay bir ormanda bu izlerin ortadan kalkarak özgün bir doğal yapının kazanılması, kolay gerçekleşebilecek bir süreç değildir. Yapılan araştırmalar, ağaçlandırma ile oluşturulanlara karşılık, sağladıkları çevresel hizmetler bakımından doğal ormanların büyük üstünlüğünü ortaya koymaktadır. Biyolojik çeşitlilik, toprak ve su dengesini sağlaması, besleyici maddeleri koruması, su tutma kapasitelerinin sürekliliği, hastalık ve zararlıların çok daha az bulunması ve üstün estetik değeri, doğal ormanlarda var olan ve gerçek anlamda "ekosistem" denen o yaşamsal ilişkiler zincirini bütünleyen halkalardır. Özetle, sağladıkları çevresel faydalar açısından yapay ormanlar, büyük faydalarına karşın doğal ormanların yerini tutamazlar. Bu yüzdendir ki Avrupa ülkeleri tamamını tükettiği doğal ormanlarının yerine oluşturduğu yapay ormanlarda, büyük paralar harcayarak orman ekosisteminin ekolojik işleyişini yeniden kurmaya çalışıyor.



Doğal yaşlı orman adı ve kavramı, ülkemizde ilk kez Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) tarafından 1996'da yayımlanan "Doğu Karadeniz'in Doğal Yaşlı Ormanları" adlı kitapçık ve yapılan bir Workshop'la tartışılmaya başlandı. DHKD, Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) teknik işbirliği ve finansal desteğiyle 1993 sonunda başlattığı ve yaygın çevre eğitim alt projeleri ile de desteklediği Doğa Karadeniz Entegre Koruma Projesi'nin en öncelikli amaçlarından biri olarak doğal yaşlı ormanların korumasını belirledi. Raporunda da bu ormanların biyolojik ve ekolojik önlemlerinin açıklaması yapınında, korunmaları için bazı önerilerde bulundu.

Projenin 1996'da bitişini takiben bu kez Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, altyapısının oluşturulmasında büyük katkıları olduğu doğal yaşlı orman kavramı ile ilgili, ormanlarımızda yapılması gereken bilimsel çalışmalarını planlayarak "Doğal Yaşlı Orman Alanlarının ve Özelliklerinin Belirlenmesi" isimli bir araştırma başlattı. İlk çalışmaları 1997'de yapılan araştırma sonuçlarına göre bölge ormanlarının yaklaşık 1/3'ü taranarak 3 bin 800 hektarlık doğal yaşlı orman alanı belirlendi. Devam eden araştırmanın ilk sonuçlarına göre Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, Camili Ormanları'nda bu denli küçük bir alanın kalması, geleceğimiz açısından üzerinde önemle durulması gereken üzücü bir sonuç. Proje amacı ise belki de böyle bir konuda ilk kez duyulan bir endişeden hareketle şöyle belirlenmiş: "Ekosistem korunmasına yönelik hazırlanan proje sonunda belirlenen sahalar, en sağlıklı koruma işlevini görürken, tembel ormancılık araştırmaları için açık ekosistem laboratuvarı ve referans, teknik ormancılık çalışmaları için ise model ve başarının ölçülebileceği kontrol ormanı olacaktır."



Uğruna bunca araştırmalar yapılıp korunmaları için çaba harcanan bu ormanlar, ne yazık ki en hassas, buna karşılık en fazla tehdit altında olan ekosistemler olarak biliniyor. Henüz işitilmemiş orman olmaları ve doğal olgunluğa gelmiş ağaçların çoğunlukta olması, odun üretimi için ilk hedef durumuna getiriyor doğal yaşlı ormanları. Ama tehlike ne yazık ki tek cepheden gelmiyor. Yasadışı faydalanma, açma, madencilik, yol yapımları, plansız truzim uygulamaları ve enerji yatırımları, bu ormanların en önemli tehditleri durumundadır. Örneğin Çamlıhemşin Vadisi'nde tüm tepkilere rağmen yapımına başlanan Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santralı ile planlanan diğer enerji yapılarının büyük bölümü, çoğunluğu bakir olan doğal yaşlı ormanlar ve allüvial orman ekosistemlerinin korunmasında şimdilik görülen en büyük tehlikeler.

Bunlarla birlikte bilimsel gereklere uymayan gençleştirme, bakım ürün hasadı, zararlılarla mücadele gibi planlanmış rutin teknik ormancılık uygulamalarının dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de doğal yaşlı ormanlara önemli zararları olduğu gözden kaçırılmamalı. Hatta ormancılık literatüründe "Gerçekte, mevcut orman sağlığı krizinin sebebi, doğal dinamikler değil, modern ormancılık uygulamalarıdır" denilmektedir.

Olumsuz insan müdahaleleri ve azalan doğal kaynaklar nedeniyle doğal yoldan veya genetik kaynak olarak yapay yenilenmeyi garanti edecek asgari kaynakların korunması şarttır. Bu açıdan "Ne kadar alan korunmalıdır?" sorusunun tam cevabı bilinmiyor. Ama "yeterli doğal yaşlı ormanlara sahip olunursa, doğal değişmelerin bölgesel biyolojik çeşitliliği olumsuz etkilemeyeceği" de bilinen bir gerçektir. Başka bir deyişle canlılar ve orman gen kaynakları, en iyi kendi doğal yaşama ortamlarında ve içerdiği farklı ekosistemlerle birlikte korunabilirler. Doğal yaşlı ormanlar çok sayıda farklı organizma barındırırlar. Örneğin "epiphytic" likenler havadaki serbest azotu alarak ekosisteme kazandırırlar. Büyük, yaşlı ağaçlar, doğal yaşlı ormanlarda önemli ekolojik rolleri olan kalın, kırık dalların kaynağıdır. Bu dalların iindeki böcekler kuşların beslenmesi için önemlidir. Semenderler, organik çürüntülerle zenginleşmiş nemli tabanda kurt ve böcekleri yiyerek yaşar. Onları da başkaları... Böylece bu organizmalar arası etkileşim, biyolojik çeşitliliği, türlerin devamlılığı, besin zincirini ve özetle doğal denge denen o olağanüstü uyumu ortaya çıkarır.

Bu nedenle bölgede var olan tüm doğal yaşlı ormanların vakit kaybetmeden koruma altına alınması gerekmektedir. Kaldı ki KTÜ Orman Fakültesi'nden Prof.Dr.Selahattin Köse ve Doç.Dr.Hakkı Yavuz'un yaptığı bir araştırmanın sonucu ve bölgede çalışan teknik elemanların görüşü de bu yöndedir. Buna göre bölge ormanlarının yüzde 69'unun korunması gerektiği sonucu ortaya çıkmıştır.

Gelişmiş ülkelerin ormancılık şirketlerinin bile doğal yaşlı ormanlarının olduğu ve bunlara sahip olmanın genetik kazanımların yanında, önemli bir gurur ve prestij kaynağı olduğu unutulmamalıdır.

Yeşil Atlas - Kasım 1998

Oğuz Kurdoğlu
Orman Yüksek Mühendisi


Kaynak: http://www.evkultur.com/cevre/cevre.htm
14-07-2005
Yazılım vBadvanced CMPS, Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024